Okumak
Yaşar Kiraz│Ocak 21, 2014
Okumak, hiç şüphesiz bireylerin ve toplumun hayatını değiştiren, yenileştiren ve ilerlemelerini sağlayan en önemli vasıtalardan biridir. Bizi maddi ve manevi yönden üstün kılan bilgiler, kitap sayfaları arasın gizlidir.
Çiçero ne demiş bakın: “Kitapsız bir ev, ruhsuz cesede benzer”
Ne kadar doğru bir söz değil mi?
Halbuki bilgi çağı içerisindeyken, eğer Türk milliyetçileri dünya üzerinde iyi, güzel bir yer edinmek istiyorsa, okumak, düşünmek ve buna bağlı olarak tartışmak, sorgulamak, eleştirmek ve bilim üretmek zorundadır. Ancak bunları gerçekleştirdiği zaman gelişecek, çağdaşlaşacak ve yeryüzünde tekrar ecdadına lâyık olduğu yeri alacaktır.
Buna Ülkü Ocaklarındaki genç kardeşlerimiz de dahildir.
Ülkücü gençler ancak okuyarak abilerinin bıraktığı mirası devam ettirebilirler.
Gençler eğer siz;
Yaradılış nedeninizi bilmek, üç boyutlu dünyanın dördüncü boyutunu görmek, madde aleminden sıyrılıp manevi aleme ulaşmak; iyiliği, güzelliği, doğruluğu keşfetmek istiyorsanız okuyun. Karanlığın ürkütücülüğünden ve ayazından kurtulup aydınlığın içini serinleten sahillerinde yürümek istiyorsanız okuyun.
Okuyun ki;
Ruhunuz beslensin
Olaylara farklı açılardan bakmayı öğrenin
Bambaşka dünyalara gidin
Davayı, toplumu ve ailenizi daha iyi anlayın
Düşüncenin değerini anlayın
Empati yapmayı öğrenin
Kelime hazineniz gelişsin.
Çünkü okumak her şeyi değiştirir, sizi bile!
Bilgiye ulaşmanın birçok yolu vardır. Konferans, seminer, televizyon ve sosyal medya gibi. Beyni yorumlamaya ve analiz etmeye sevk eden tek yol okumaktır.
Gençler emin olun;
Okuma alışkanlığı sizi mezara kadar bırakmayacaktır, peşinizden gelecektir. Siz çok zengin olabilirisiniz, çok güzel bir işiniz ve aileniz olabilir. Bunlar elinizden uçup gidebilir ama okumanın size kazandırdığı itibar, bilgi ise sizi hiçbir zaman size bırakmayacaktır.
Okumak, sosyal bir varlıktır. Cehaletin üstündedir ve direkt olarak milleti ilgilendirir. Milletin duygu ve düşünce ufkunu, hazinesini teşkil eder. Bir milleti ayakta tutan, bireyleri birbirine sımsıkı bağlayan, içtimai hayatı düzenleyen ve devam ettiren, milli refleksi besleyen bir öge olarak okumanın üstlendiği rol çok büyüktür. İstiklalin temel taşlarından biridir.
Okumak, İnsan kişiliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. İnsan hafızasının, insanda sınırı çizilemeyen duygu ve düşünce kabiliyetinin sonuçları kendi benliğinin dışına ancak okumak ile aktarılabilir. Milletimizin meydana getirilmesini sağlayan düşünce, gelişmesini bana göre okumaya borçludur.
Ülkemizin, edebiyatı, tarihi, coğrafyası, dini, kültürü, folkloru olan topluluktur. Bütün bu saydığım değerleri oluşturan tek bir unsur vardır. O da okumaktır.
Okumak, milleti millet yapan en önemli unsurlardan biridir. Okumak, bir kimliktir ve biz kimliğimizi kaybettiğimizde hayattaki yaşam hükmümüzü de kaybetmiş olacağımız için, bunun farkına varıp cehaletten uzaklaşıp kitaplara sahip çıkmalıyız. Benliğini kaybetmiş toplumlar, hafızasını da kaybetmiş demektir.
Yani…Hafızamıza, zihnimize okuyarak sahip çıkalım.
Cehaletin getirisi olan yozlaşma ve bu bozulma bu millete neler kaybettirir? Hiç düşündünüz mü?
Her şeyimizi!
Kültürümüzü, benliğimizi ve en önemlisi coğrafyamızı kaybederiz.
Gençler;
Dizilere, filmlere, bilinçli bir Türkçe katliamı yapan sosyal medyaya itibar etmeyin.
Okuyun!
Okumasak nemi olur?
Elli yüz kelimeyle günü kapatırız, bol bol argo konuşuruz, sevgi saygı pınarlarını kuruturuz, dinleme ve konuşmada hoşgörümüz azalır, geçmişimi çabuk unutur hatalarımızdan ders çıkarmayız, önümüzü göremeyiz, insanlara yabancılaşır dostlardan ve ülkeden uzaklaşırız, hayallerimiz basit ve monotonlaşır, düşüncelerimiz azalır, küçülür adeta.
Bu sebeple okuyun, düşünün, yorumlayın ve sorgulayın…İşte o zaman size emanet olan bu dava daha kutsal olur.
Dipnot:
Toplam nüfusu sadece 7 milyon olan Azerbaycan'da kitaplar ortalama 100.000 tirajla basılırken, Türkiye'de bu rakam 2000 3000 civarında basılmaktadır.
Türkiye'de her 100 kişiden sadece 4 kişi kitap okuyor.
Japonya'da yılda 4 milyar 200 milyon kitap basılıyor. Türkiye'de sadece 23 milyon.
Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Raporu'nda, kitap okuma oranında Türkiye, Malezya, Libya ve Ermenistan gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke arasında 86. sırada.
Japonya'da kişi başına düşen kitap sayısı yılda 25, Fransa'da 7. Türkiye'de ise yılda 12 bin 89 kişiye 1 kitap düşüyor.
Ne kadar acı bir tablo değil mi?
Bu istatistiklere ülkü ocaklarındaki gençlerimizde dahildir.
Cehaletimiz yüzünden kaybettiğimiz benliğimiz yüzünden “kimliğimiz de hükümsüzdür” ilanı vermemek için kimliğimize sahip çıkalım derim.
Yaşar Kiraz