Halil Konuşkan Yazdı; Cumhuriyet Türk'ün Hayata Dönüşüdür
Halil Konuşkan│Ekim 29, 2016
Cumhuriyet Türk'ün Hayata Dönüşüdür
Gazinin başlattığı özgürlük mücadelesinin anlamı bir milletin en zor şartlar altında emperyalist saldırılara karşı durabileceğinin gösterilmesidir. Bu örnek sömürgeci batının kurduğu saadet zincirini yıkmıştır. Bilindiği gibi domino taşlarından biri yerinden oynadığı zaman diğerleri de yıkılır.
Türk istiklal mücadelesi bütün mazlum milletlere sömürgecilere karşı durulabileceğini ve daha önemlisi onların yenilebileceğini daha da önemlisi ülkelerinden kovulabileceğini canlı olarak göstermiştir.
Şanlı direnişimiz ve kurtuluşumuzdan etkilenen çoğunluğu Müslüman olan bazı Asya ve Afrika ülkelerinde emperyalistlerin yönetimine karşı direnişler oluşmuştur. Bazı ülkelerde kral, bazı ülkelerde halkın arasından çıkan liderlerin öncülüğünde çeşitli mücadele yöntemleri neticesinde kurtuluş mücadeleleri sonuç vermiş ve bu mücadelelerin önderleri Atatürkü örnek aldıklarını çeşitli vesilelerle itiraf etmişlerdir.
Bu çerçeve de…
Ahmet Sukarnonun Endonezyayı bağımsızlığa taşıması…
Muhammed Ali Cinnah öncülüğünde Pakistanın bağımsızlığı…
Amanullah Hanın İngilizleri Afganistana sokmaması…
Haile Selasiyenin Mussoliniyi Etiyopyaya rezil etmesi…
Habip Burgibanın Tunusun özgürlüğünü sağlaması…
Ahmet Bin Bela ve Cezayir bağımsızlık savaşı...
Örnek gösterilebilir.
Ahmet Suharno: Endonezyanın kurucusu. Cavalı bir mühendisken 1927de “Endonezya Milliyetçi Partisi”ni kurdu. 1929-1942 yılları arasında hapis ve sürgün hayatına mahküm edildi. Japon istilasından sonra 1949da ülkesinin bağımsızlığını sağladı. Cakarta isminde yeni ve büyük bir başkent kurdu. 1965 askeri darbesinden sonra yönetimden uzaklaştırıldı ve üç yıl sonra öldü.
Muhammed Ali Cinnah: Pakistanın kurucusu: 1930da Hint Müslümanları Birliği Kongresinin toplanmasında etkin rol oynadı. 1937de filozof ve şair Muhammed İkbal ile birlikte Hint Müslümanlarının ayrı bir devlet kurması gerektiği fikrini savunmaya başladı. İkinci Dünya Savaşından sonra 1947 yılında amacına ulaştı. Bir yıl sonra öldü. Atatürkün değişim ve dönüşümünü uygulamaya ömrü yetmedi. Ülkesi Pakistan bugün dahi bunun sancısını çekiyor.
Amanullah Han: 1919da Afgan Kralı oldu. Hindistana yerleşen İngilizleri ülkesine sokmadı. Atatürkün devrimlerini uygulamak isteyince devrildi. Afganistan sonra Rus işgali, iç savaşlar, Taliban yönetimi ve Amerikan işgalini yaşadı. Afganistan hala dünyanın en fakir ve istikrarsız ülkelerinden biri.
Haile Selasiye: Şimdiki adı Etiyopya olan Habeşistan İmparatoru. 1935-1936 yıllarında Türk General Vehip Paşanın komutasında ki direniş ordusu ile İtalyanlara karşı ülkeyi savundu. İkinci Dünya Savaşından sonra Habeşistanın özgürlüğünü sağladı. 1975 yılında askeri darbe ile tahttan indirildi ve kısa süre sonra öldü.
Habib Burgiba: Tunusta işgalci Fransızlara karşı kurulan “Anayasa Partisi”nin liderliğine getirildi. Fransızlar tarafından birçok kez tutuklandı. 1956da ülkeyi istiklaline taşıdı. Yaşlanıp iş göremez hale gelip görevden alınana kadar ülkeyi demir yumruk ile yönetti. Monastır şehrinde ev hapsindeyken 2000 yılında öldü.
Ahmet Bin Bela: Cezayirin Oran şehrinde 1916da doğdu. Fransızların büyük kıyımları ve cepheye 400.000 yedek ekser sürmelerine rağmen başarılı olan Cezayir Kurtuluş Savaşının önemli siması olarak 1962 yılında kurulan Cezayir Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Ancak 1965 yılında askeri bir darbe ile devrildi. Hapsedildi ve sürgüne gönderildi.
Şüphesiz bu ülkelerin liderleri de önemli işler başarmışlardır. Ancak ATATÜRKün yaptıkları ile onların maceralarını kıyasladığımızda görürüz ki, sadece savaş kazanmak ile ülke tam anlamı ile kurtulamamaktadır.
Neden batılı ülkeler 50 civarında ülkeyi işgal edebilmiştir?
Bu ülkeler neden yıllarca sömürge hayatı yaşamıştır?
Bu ve benzeri soruları kendimize sorduğumuzda söz konusu ülkelerin medeniyet, bilim ve teknoloji hatta sosyal yapıları bakımından geri düştüklerini görebilmemiz zor olmayacaktır.
Mustafa Kemal bu gerçeği görerek hem istiklal mücadelesinden başarı ile çıkmış, hem de Türkiyeyi dönüştürmeyi başarabilmiştir.
Atatürkün en büyük başarısı Türk Ulus Devletini inşa etmesidir. Çağımız bütün önyargılı aksi iddialara rağmen halen ulus devletlerin çağıdır.
Bahse konu olan değişim ve devrimler neticesinde Türk milleti ortaçağdan kalma kul anlayışından vatandaşlık mertebesine yükselmiş, bütün dünyanın önde gelen uluslarından biri olmuştur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi,
Türk Tarih Kurumu,
Türk Dil Kurumu,
Türk Hava Kurumu… vb. kurumların başında hep Türk kelimesi vardır.
Bu örnekler dahi Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kurduğu Türk Ulus Devletinin kuruluş felsefesini bize açıklamaya yeter.
Türk düşmanları işte bu sebeple Atatürke saldırmaktadırlar. Atatürk milli mücadele ve devamında Türk Milli Devletini kurduğu için Türk düşmanlarının baş düşmanıdır. Aslında Atatürkün şahsında Türk Milletine saldırmaktadır.
Türk milleti iyi bilmelisin ki, Atatürk düşmanları aslında doğrudan doğruya senin düşmanlarındır. İlk önce Atatürk düşmanlığı ile işe başladılar şimdi direk sana ve senin Türk Milli Devletine saldırıyorlar.
Cumhuriyet, Türkün yok olmak üzereyken hayata dönmesidir. Hem emperyalistlerin saldırısından kurtulması hem de “kul” zihniyetinden “birey” bilincine ulaşmasıdır.
Öte yandan cumhuriyet karanlık zihinlerin cahillikten arınıp aydınlanmasının yolunu açmıştır.
Bu durumu hala görmezsen acziyetine ağlamaya dahi fırsat bulamayacaksın.
Bir adım sonrası bugün yıldönümünü kutladığımız cumhuriyete, bir adım sonrası ise direk senin varlığına saldırmak olacaktır.
Çünkü özgürce ağlayabilmek için gerekli olan özgürlüğün kalmayacak.
Bütün okuyucularımızın ve yüce Türk milletinin Cumhuriyet bayramlarını kutluyoruz.
Halil Konuşkan