Şeyh Edebali

Şeyh Edebali 1208 yılında Kırşehir İli Mucur İlçesi İnaç köyünde  doğdu. Selçukluların Şeyh´ül İslam´ı Şeyh Sadrettin Konevi ve Mevlâna Celâleddini Rumi´nin çağdaşıdır. Künyesi İmadüddin Mustafa b.İbrahim b.İnac el-Kırşehri´dir. Edebalı ilk tahsilini Karaman´da yaptı. Hanefi hukukçusu Necmeddin ez-Zahidi´nin öğrencisi oldu. Daha sonra Dımaşk´a(Şam)giderek Sadreddin Süleyman b.Ebül-iz ve Cemalettin el-Hasiri gibi dönemin tanınmış alimlerinden dini ilim tahsil etti. Şam´dan ülkesine dönünce tasavvufa yöneldi. Eskişehir yakınlarında bulunan İtburnu Köyü´nde bir zaviye kurarak halkı irşada başladı. Aşıkpaşazade zaviyesinin hiç boş kalmadığını, Edebalı´nın gelip geçen fukaranın her türlü ihtiyacını gidermeye çalıştığını, hatta bu maksatla koyun sürüsü bulundurduğunu kaydederler.

Söğüt ve Domaniç yaylaları, Selçuklu Devleti tarafından aşiretine yaylak ve kışlak olarak verilen Osman Gazi sık sık Edebalı´nın zaviyesinde misafir olarak kalırdı. Orta Asya´dan getirdikleri bir takım özelliklerden dolayı alim ve sûfilere karşı son derece hürmeti olan Osman Gazi, mübarek günlerde Edebalı´nın zaviyesine giderek dini ve idari konularda, onun görüşlerini alırdı.

Misafir olarak kaldığı bir gecede gördüğü rüya şöyle idi. Şey Edebalı´nın koynundan çıkan bir ay geldi kendi koynuna girdi. Göğsünden bir ağaç bitti. Öylesine büyük bir ağaç oldu ki dalları gökleri, kökleri tüm dünyaya sardı. Gölgesi bütün yeryüzünü tuttu. İnsanlar o ağacın gölgesinde toplandılar. Ulu dağlara ve dağların eteğinden çıkan coşkun sulara hep o ağaç gölge etti.

Osman Bey rüyasını Şeyh Edebalı´ya anlatır. Edebalı rüyayı şöyle yorumlar: "Oğul Osman, Hak Teala sana ve soyuna hükümranlık verdi mübarek olsun, kızım Malhun Hatun senin helâlin olsun." der. Edebalı´nın bu yorumu üzerine Osman Gazi Malhun Hatun(Rabia Bala Hatun)ile evlenir.

Şeyh Edebalı ahi teşkilatının reisi idi. Ahi Şehliğinin Edebalı´dan sonra kime geçtiği bilinmemektedir; ancak daha sonra I.Murat´a intikal etmiştir. Bilecik´in Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra zaviyesini buraya taşıyan Edebalı, aynı şekilde dini hizmetlerine devam etmiştir. Osman Gazi´nin vefatından sonra kızı ve torunu Alâaddin Bey ile Bilecik´te Edebalı´ya Kozağaç(Şimdiki Karaağaç) köyünün öşür ve hasılatı verilmiş, kızı Rabia Hatun da kendilerine verilen bu köyü tekkeye vakfetmiştir. Şeyh Edebalı uzun bir hayat sürdükten sonra 726(1326)yılında Bilecik´te vefat etti. Zaviyesinin mescid olarak kullanılan odasına defnedildi.

Ahi reisi Şeyh Edebalı kendisini dinleyenlere;

"Toprağa bağlanın. Suyu israf etmeyin. Mirasınızın sağlam kalmasına dikkat ediniz. Veriniz, cömert olunuz elleriniz yumuk kalmasın. İlim sahiplerini koruyunuz. Ağaç dikiniz. Ödünç aldığınızı fazlasıyla iade ediniz. Kuran-ı Kerimi güçlü olmak için okuyunuz. Bağınızı bahçenizi viran bırakmayınız. Hadis ezberleyiniz. Bildiklerini öğretenler unutmazlar. Asıl ölüm ilimden payını almayanlaradır. Faydalı ile faydasızı bilenler bilgi sahipleridir...."der ve tavsiyelerde bulunurdu.

Tefsir, hadis ve özellikle İslam hukukunda uzmanlaşmıştır. Mevlânâ Celaleddin-i Rumi ve Hacı Bektaş-ı Veli gibi, zamanının büyüklerinin sohbetinde bulunmuştur. Tasavvuf yoluna girdiği, Alevi önderi Baba İlyas halifelerinin ileri gelenlerinden olduğu belirtilmektedir. Doğum tarihi kesin olmamakla beraber, 1206 yıllarında doğduğu tahmin edilmektedir. Alim, faal, varlıklı, çevresi için örnek teşkil eden bir kişi olan Şeyh Edebali, Eskişehir yakınlarında o zamanki adıyla İtburnu denilen köyde yaşar, yaptırmış olduğu zaviyede öğrenci yetiştirir ve halkı aydınlatırdı. Bilecik'te bir dergah yaptırmış, Osman Gazi'yi de birçok defa burada misafir etmiştir

Osman Gazi, mübarek günlerde Edebalı´nın zaviyesine giderek dini ve idari konularda, onun görüşlerini alırdı.Misafir olarak kaldığı bir gecede gördüğü rüya şöyle idi. Şey Edebalı´nın koynundan çıkan bir ay geldi kendi koynuna girdi. Göğsünden bir ağaç bitti. Öylesine büyük bir ağaç oldu ki dalları gökleri, kökleri tüm dünyaya sardı. Gölgesi bütün yeryüzünü tuttu. İnsanlar o ağacın gölgesinde toplandılar. Ulu dağlara ve dağların eteğinden çıkan coşkun sulara hep o ağaç gölge etti. Osman Bey rüyasını Şeyh Edebalı´ya anlatır. Edebalı rüyayı şöyle yorumlar: "Oğul Osman, Hak Teala sana ve soyuna hükümranlık verdi mübarek olsun, kızım Malhun Hatun senin helâlin olsun." der. Edebalı´nın bu yorumu üzerine Osman Gazi Malhun Hatun(Rabia Bala Hatun)ile evlenir.

Şeyh Edebalı ahi teşkilatının reisi idi. Ahi Şehliğinin Edebalı´dan sonra kime geçtiği bilinmemektedir; ancak daha sonra I.Murat´a intikal etmiştir. 1326'da 120 yaşlarında Bilecik'te vefat etmiş, dergâhının zikir odasına gömülmüştür. Bilecik 'de ve Eskişehir'de adına türbeler yapılmıştır. Vefatından bir ay sonra kızı, dört ay sonra da damadı Osman Gazi vefat etmiştir.

Sayfa Bülteni

Soru ve görüşleriniz için yorum yapın: