Orta Asya Türk Kültür Ve Uygarlığı

Türklerin ilk yurtları Orta Asya; doğuda Kingan Dağları’ndan batıda Hazar Gölü’ne, kuzeyde Sibirya Ovası'ndan güneyde Hindukuş ve Karanlık Dağları’n kadar uzanan geniş bir ülkedir. IV. yüzyıl sonlarında meydana gelen Kavimler Göçü dolayısıyla Orta Çağa dek tüm Avrupayı da etkileyen büyük bir medeniyetin geliştiği yerdir. Burada bir çok devlet kurulmuş...

Orta Asya Türk Kültür Ve Uygarlığı hakkında bilgiler

Türklerin ilk yurtları Orta Asya; doğuda Kingan Dağları’ndan batıda Hazar Gölü’ne, kuzeyde Sibirya Ovası'ndan güneyde Hindukuş ve Karanlık Dağları’na kadar uzanan geniş bir ülkedir. IV. yüzyıl sonlarında meydana gelen Kavimler Göçü dolayısıyla Orta Çağa dek tüm Avrupayı da etkileyen büyük bir medeniyetin geliştiği yerdir. Burada bir çok devlet kurulmuş ve yıkılmıştır. Ama ortak özellikler içeren devlet yönetimi, sosyal yapı, ekonomik ve kültürel gelişimler göstermişlerdir. Kurulan bu devletler kimi zaman birbiriyle savaşmış, diğerinin yıkılmasına sebep olmus, kimi zamanda birbirine destek vererek daha büyük devletlerin kurulmasına olanak hazırlamışlardır. Ancak en önemli gerçek bize bir bugüne kadar sürecek, övünebileceğimiz bir tarih bırakmış olmalarıdır.

Devlet Yönetimi
Başta kağan bulunurdu. Kağanın hatun denilen eşi devlet işlerinde kağana yardımcı olurdu. Kağan devlet başkanı olmakla birlikte boy beyleri kendi topraklarında yarı bağımsız bir halde yaşarlardı Hükümdarlar törenin dışına çıkamazdı. Töre yazılı olmayan gelenek ve göreneklerden meydana gelen hukuk kurallarıdır. Hükümdar önemli işlerde boy beylerinden oluşan kurultayı toplar ve karar, kurultayın toplanmasından sonra verilirdi. Bu durum eski Türklerde mutlak monarşinin değil, meşrutiyete benzer bir devlet yapısının olduğunu göstermektedir. Yani askeri - demokratik bir yapı söz konusudur. Türk devletlerinin en zayıf yönü saltanat hukukunun sağlam kurallara dayanmamasıdır. Ülüş sistemi yani ülkenin ailenin ortak malı sayılması, devletlerin çabuk yıkılmalarına yol açmıştır.

Hakanlar, güç ve yetkilerini Tengri (Tanrı)'dan almıştır. Her yıl büyük resmi ziyafetler (şôlen) düzenlenirdi. Bu ziyafetler hükümdarlık gereğiydi. İdari sorumluluk taşıyan herkes bu ziyafetlere katılmak zorundaydı. Halka açık olan bu ziyafetlerden sonra sofra takımları davetliler tarafından yağma edilirdi. Hükümdarlar Tanhu, kağan, yabgu, idikut, ilteber, erkin gibi unvanlar kullanırlardı. Sembolleri ise; otağ, örgin (taht), tuğ (sancak), davul, kopuz (sorguç) ve yaydır. Kağanların eşine hatun (katun) denirdi. Devlet idaresinde söz sahibiydi. Devlet meclisine (toya) katılırdı. Bazen elçileri kabul ederdi. Hükümdarlık hakki, kan vasıtasıyla kağanın bütün evlatlarına tanınmıştır. Bu da prensler arasında iktidar mücadelesine yol açmakta idi.

Toy: Ülke ile ilgili konuların görüşülüp karara bağlandığı en yüksek kuruluştur. İlk bahar ayında toplanırdı. Toy'da hükümdarlık tasdik edilir veya yeni hükümdar seçilirdi.

Ülke Yönetimi: Ülke doğu-batı olmak üzere iki idari bölüm halinde yönetilirdi. Hakan veya veliaht ülkenin doğu bölümünün başında bulunurdu. Batı bölümünü ise hükümdar ailesinden seçilen yabgu, şad veya eliğ adı verilen kişiler yönetirdi.

Türk devletlerinde toplumun en küçük sosyal birimi aile idi. Ailelerin bir araya gelmesi ile boylar, boylardan bodun, bodunlardan il (devlet) oluşmaktaydı. Devlet olabilmek için ülke ve istiklal şarttı. Ülke toprakları, hükümdar ailesinin ortak malı olarak kabul edilirdi.

Sosyal Yapı: Sosyal örgütlenmenin en küçük birimi ailedir. Aileler obaları, obalar oymakları, oymaklar boyları. boylar da bir araya gelerek budunu (kavimi) oluştururdu Her sosyal birim bir üst yapı içinde erimeyip varlığını sürdürürdü Bundan dolayı Türk devletleri kısa sürede kurulabildiği gibi kısa sürede de dağılabilirdi. Her ne kadar sosyal gruplar arasında bir disiplin ve hiyerarşi varsa da engin bozkırlarda değişik bir özgürlük ortamı da mevcuttu.

Ülke Yönetimi: Kağana bağlı olan yabgu ülkenin batı kısmını yönetirdi. Hükümdar çocukları boyların başına şad unvanıyla idareci olarak gönderilirdi. illere gönderilen prenslere ise Tigin denirdi.

Ordu: Mete Han'ın kurduğu Onluk Sistemdeki ordularda yabgu, tigin, tarhan, binbaşı, yüzbaşı ve onbaşılar komutanlık yapardı. Silah olarak ok ve yay, kılıç, kalkan ve deri zırh olarak kullanılırdı.

Ekonomi: Hayvancılık, el sanatları, demircilik, dericilik, dokumacılık göçebe yaşantıdan dolayı gelişmiştir. Yerleşik hayatın gelişmesinden sonra tarım ve ticaret de önem kazanmıştır. Göçebe yaşam, geniş topraklara sahip bir aristokrasi sınıfının oluşmasına engel oluşturmuştur. Zira toprakların mülkiyeti genellikle devlete ait sayılmıştır. Toprağa dayalı olmayan ekonomik etkinliğin belirlediği bu toplumsal yapı, eskiçağ toplumlarının çoğunda görülen kölelik kurumunun gelişmesini engellemiştir.

Dinsel inanış: Çoğu göçebelerde olduğu gibi en eski din, totemizmdir Bu inanış, klanın atalarını ve koruyucu ruhlarını bazı hayvanlarda görme olayıdır. Türkler totemlerine ongun demişlerdir. Bunun dışında animizm (ruhçuluk)de vardır. Yılın belli Aylarında kutsal sayılan yerlerde toplanarak tabiat kuvvetlerine kurbanlar kesilirdi. Ölen kişi için törenler düzenlenirdi. Ölünün çadırı etrafında atla yedi kez dolaşılırdı. Ölen kişinin atı, kuyruğu kesilerek kurban edilirdi. “YUĞ” adı verilen törenlere katılanlara yemek verilirdi. Türklerde ölmüş büyüklere ve atalara büyük bir saygı duyulurdu (Atalar Kültü). Türk mezarlarına yapılan saldırılar ağır bir şekilde cezalandırılırdı. Gök tanrı dini ve Şamanizm Türklerin inandıkları diğer dinlerdir. Türklerin asıl dini inançları Gök Tanrı dinidir. Tengri (Tanrı) en yüksek varlık olarak kabul edilmiştir. Türkler cenaze törenlerine Yuğ, mezarlara Kurgan, mezar taşlarına Balbal, tanrılarına Tengri ve şaman din adamlarına da Kam demişlerdir. Bu eski dinlerden sonra Uygurlar Maniheizm ve Budizm, Hazarlar Musevilik, Bulgarlar Ortodoksluk ve Oğuzlar da İslam dinini benimsemişlerdir.

Islamiyete geçiş Karluklar Göktürklerin yıkılmasında önemli bir rol oynadılar. Bundan sonra Uygurlara tabi olarak varlıklarını sürdürdüler. 751 yılındaki Talas Savaşı'nda Çinlilere karşı Araplara yardım ettiler. Uygurların yıkılması ile Yağma ve Çiğil Türkleri ile birleşerek Karahanlı Devleti'ni kurdular. Talas Savaşı'nda Abbasilerin yanında yer alarak savaşı Müslümanların kazanmasında rol oynamışlardır. İslamiyeti kabul eden ilk Türk devleti olan Karahanlılar esas olarak Karluk boyları tarafından kurulmuştur. Müslümanlığı Türk toplulukları içinde benimseyen ilk boy olan Karluklar Uygur Devleti'nin kuruluşu arasında yer almıştır

Dil ve Edebiyat: Bir ulusun sosyal ruhunu, düşünce ve inançlarını en güzel destanlar ortaya koyar. Türk destanlarında türeyiş motifi çok işlenmiştir. Hunların oğuz Kağan, Göktürklerin Ergenekon, Uygurların Yaratılış ve Göç Kırgızların, Manas Destanı ile Sakaların (İskitler) Şu destanları önemli destanlardır. Türk edebiyatının en eski örnekleri mezar Taşları üzerindeki yazıtlardır. Bunlar arasında en önemlileri Orhun, Talas ve Yenisey yazıtlarıdır. Orhun Yazıtları: Tonyukuk, Bilge Kağan ve Kül tigin adına dikilmiştir. Türk edebiyatının en eski örnekleridir. Göktürklerin kuruluşu ve kağanların faaliyetleri hakkında bilgi verilmektedir. Türk milletine nasihatler veren yazıtlar, sağdan sola ve yukardan aşağı şekilde yazılmıştır.

Yazı ve Alfabe: Türkler Göktürk ve Uygur alfabelerinden başka Arap alfabesini ve günümüzde Latin ve Kril alfabesini kullanmışlardır. Başka alfabeler kullandıkları tahmin edilmekle beraber henüz ele geçen somut belge bulunmamaktadır

Ordu: Mete Han’ın kurduğu Onluk Sistemdeki ordularda yabgu, tigin, tarhan, binbaşı, yüzbaşı ve onbaşılar komutanlık yapardı. Silah olarak ok ve yay, kılıç, kalkan ve deri zırh olarak kullanılırdı.

Ekonomi: Hayvancılık, el sanatları, demircilik, dericilik, dokumacılık göçebe yaşantıdan dolayı gelişmiştir. Yerleşik hayatın gelişmesinden sonra tarım ve ticaret de önem kazanmıştır. Göçebe yaşam, geniş topraklara sahip bir aristokrasi sınıfının oluşmasına engel oluşturmuştur. Zira toprakların mülkiyeti genellikle devlete ait sayılmıştır. toprağa dayalı olmayan ekonomik etkinliğin belirlediği bu toplumsal yapı, eskiçağ toplumlarının çoğunda görülen kölelik kurumunun gelişmesini engellemiştir.

Ticaret ve Sanat: Türkler Çinlilere hayvan ve hayvan ürünleri satarken tahıl ve ipekli kumaşlar satın almıştır Çin'den Bizans'a giden ipek Yolu nedeniyle ticari ilişkiler kurmuşlardır. Altın, gümüş ve bronzdan eşyalar yapmışlardır Uygurların Karahoço denilen merkezinde kitabeler, minyatürler, nakışlar, kumaş parçaları, çiniler bulunması Türk sanatının örnekleri arasında yer alır.

SONUCLAR: 1. Tarihte bilinen ilk Türk devleti Hunlardır 2. Türk adı ile kurulan ilk Türk devleti Göktürklerdir 3. Türk toplulukları içinde ilk yerleşik hayata geçen Uygurlardır. 4. Türk toplulukları içinde Müslümanlığı ilk benimseyen Karluklardır. 5. Talas Savaşı'nda Abbasilerin yanında yer alarak savaşı Müslümanların kazanmasında rol oynamışlardır. İslamiyeti kabul eden ilk Türk devleti olan Karahanlılar esas olarak Karluk boyları tarafından kurulmuştur. Müslümanlığı Türk toplulukları içinde benimseyen ilk boy olan Karluklar Uygur Devleti'nin kuruluşu arasında yer almıştır. 6. Türk tarihinde ilk devlet ve ordu örgütünü kuran Mete Han’dır 7. Türklere ait bilinen ilk destan İskitlere (Sakalar) aittir. 8. Anadolu'ya ilk gelen Türk kavimi Hunlardır 9. İstanbul’u kuşatan ilk Türk topluluğu Avlarlardır 10. Türklerde ilk matbaa Uygurlarda görülür 11. Türk toplulukları içinde en aktif ve belirleyici boy, oğuz boyudur 12. Türk tarihinin en önemli yazılı kaynakları Orhun Yazıtları 'dır 13. Çin'e karşı ayaklanarak bağımsızlıklarını yeniden kazanan topluluk Göktürklerdir.

 

Sayfa Bülteni

Soru ve görüşleriniz için yorum yapın: