Nogay Türkleri
Bulundukları başlıca şehirler : Rusya Federasyonuna bağlı Astarhan, Terek, Kızılyar , Açıkulak, Perekop, Çelyabinsk j Bulgaristan’ın Şumnu, Dobruca ve Türkiye’nin Ankara -Polatlı , Şereflikoçhisar , Konya-Kulu , İstanbul, Osmaniye, Adana, Çorum, Eskişehir , Bursa, Kütahya Gaziantep, Isparta-Senirkent şehirlerinde yaşamaktadırlar .
Siyasi ve idari konumları : Bulundukları ülkenin idari yapısına uymaktadırlar .
TARİHÇE
Türk tarihinde Nogay sözüne ilk olarak Altınordu devletinde rastlanır. Nogay Han , üstün kabiliyeti , büyük teşkilatçılığı sayesinde Altınordu devletinin en yüksek mevkilerine çıkar. Nogay Han’a tabi olan Türk toplulukları onun adını almışlardır. Nogaylar, 13. yüzyıla kadar, Deşt-i Kıpçak’ta ( Kıpçak çölünde ) göçebe hayatı .yaşadılar. Birleşik bir hayat süren Nogaylar çeşitli sebeplerden dolayı daha
sonra dağıldılar. Bir kısmı mekan değiştirirken kalabalık bir kısmı diğer Türk boyları arasında eridiler.
BUGÜNKÜ DURUM
Erimeden günümüze kadar kalan Nogaylar ; Hazar bozkırında, Kuzey Kafkasya’da, Kırım’da , idii-Ural havzasında , Batı Türkistan’da ve Litvanya’da , Dobruca’da, Deliorman bölgesinde ve Türkiye’de yaşamaktadırlar.
1) Hazar Bozkırı Nogayları : Aşağı itil’in geniş deltasında Astarhan çevresindeki köy ve kasabalarda, Kalmukya’nın güney kesimine düşen Kuma çayının kuzey yöresinde bulunurlar. Kendi ağızlarını unuttukları için Kazanlı diye de adlandırılırlar. Buradaki başlıca toplulukları 11 Kara ağaçlar ( Karagaş) 11 ve Kundurlardır.
2) Kuzey Kafkasya Nogayları : Kafkasya’da beş bölgede yer alırlar. Dağıstan’ın Kuma ile Terek akarsuları arasında kendi adlarıyla anılan bozkırda , özellikle Kızılyar yöresinde , Hasavyurt ve Açıkulak kazalarında kalabalık bir topluluk halinde bulunurlar.
3) Kırım Nogayları : Nogaylar Kırım yarımadasının kuzeyindeki ovalık alan ile dağlık kesimin kuzey eteklerinde, Perekop kasabası çevresinde , kuzeydoğuda Azak denizine dökülen çaylar ( Tolmak, Bedri vb. ) boyunda yaşamaktadırlar.
4) İdil-Ural Havzası Nogayları : Burada Tatarlar arasındaki ,, Nogaylar” ( Nagaybaklar ), küçük bir etnik topluluktur. Günümüzde Başkurdistan’da ve Başkurdistan’ın kuzeydoğu komşusu Çelyabinsk vilayetinin Yukarı Ural çevresinde yaşamaktadırlar. Nogaybaklar, Kuzey ( Kıpçak ) Türkçesinin Başkurt unsurlarının da karıştığı Tatar ağzıyla konuşurlar. Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebindendirler. Başkurdistan’daki Nogaylar, Kuzey Türkçesi’nin Başkurt ağzıyla konuşurlar.
5) Batı Türkistan ( Kazakistan ) Nogayları : Bu büyük bölgenin Kazaklar arasındaki Nogaylar’ı, onların boy düzeninde , Orta ve Kiçi ( Küçük ) cüzlerde bulur)urlar. Orta cüzdekiler, şecereye göre , Kongırat kolunun Camanbay’ından gelirler. Buradaki Nogay’dan da Satıbaldı, Tokas, Şahan uruk- Iarının ataları çıkmıştır. Kazakistan’daki Nogay obaları, şimdi Kızılorda .tümeninin Canga-Korgan yöresinde yaşamaktadırlar. Hepsi Kuzey Türkçesinin Kazak ağzıyla konuşurlar.
6) Kırgızistan Nogayları : Kırgızlar arasındaki boy düzeninde Ön-Kol’a bağlı Çirik boyunun ,, Nogay” adlı bir oymağı vardır. Onlar, Kuzey Türkçesi’nin Kırgız ağzıyla konuşurlar.
7) litvanya Nogayları : Polonya’nın kuzeyinde ve Baltık denizinin doğu yanında yer alan bölgede yaşarlar. Nogaylar’a ”Litvanya Tatarlar”ı da denir.Buradaki Nogaylar sadece dinlerini (İslam’l) muhafaza edebilmişlerdir.
8) Romanya Nogayları : Yüzyıllarca önce, Karadeniz’in batı kıyılarına göçmüş bulunan Nogaylar,çağımızda Tuna ırmağı deltasının sağ yöresindeki Dobruca bölgesinde ( Köstence ili ) dağınık olarak yaşarlar.
9) Bulgaristan Nogayları :Tuna’nın güneyindeki Deliorman bölgesinde ,Şumnu (Kolarovgrad ) çevresindeki köylerinde yaşarlar.
10) Türkiye Nogayları : iki yüzyıl önce Türkiye’ye gelmiş Nogaylar’ın ÇOğU Orta Anadolu’ya yerleştirildiler. Bugün Nogaylar , Ankara’nın Polatlı ve Şereflikoçhisar ilçelerinin bazı köylerinde, Konya’nın Kulu ilçesinin bazı köylerinde, İstanbul, Osmaniye, Adana, Çorum, Eskişehir, Bursa, Kütahya, Gaziantep ve Isparta’nın Senirkent ilçesinde yaşamaktadırlar.
NOGAYLILARIN NÜFUS DURUMU
Hazar Bozkırı 135.000
Dağıstan 147.000
Stavropol 163.000
çeçen-inguş 125.000
Karaçay-Çerkez 35.000
Azak Doğusu 170.000
Litvanya 15.000
Dobruca 90.000
Türkiye 150.000
Toplam 1.030.000
NOGAYLAR
Nogaylar bir millet, bir ırk, bir kabile veya Oğuzların 24 boyundan biri değildir. Onların Türk ırkına, Türk kültürüne ve İslam dinine mensup olduklarında şüphe yoktur. Bazı tarihçilerin iddia ettikleri gibi; Nogaylar, Moğol asıllı değildir. Kırım Türkleri gibi, ataları Moğol idaresinde yaşamış ve zamanla Moğolları da Türkleştirmiş olan Türkistan kökenli Türklerdir. Topluluğun adının, Altın Orda Devleti komutanlarından Emir Nogay’dan geldiği bilgisi, genel kabul görmüştür. Farklı bilgilere de rastlanmaktadır.
Altın Orda Hakanlığı’nın komutanlarından, ‘Nohay’ veya ‘Nokay’ olarak da anılan Emir Nogay, 1259 yılından 1299 yılına kadar 40 yıl boyunca, Altın Orda Devleti’nin ilk fetret döneminde büyük nüfuz sahibiydi. Moğollarda olduğu gibi, Altın Orda Devleti’nde de ‘Han’ ve/veya ‘Hakan’ olarak devlet başkanlığı tahtına oturabilmek için Cengiz Han soyundan gelme şartı vardı. Bu sebeple Emir Nogay, han-hakan unvanını kullanamadı. Fakat Emir Timur gibi, han-hakan yetkileriyle devleti yönetti.
Emir Nogay 1299 yılında, kendisini etkisizleştirmek isteyen Altın Orda hükümdarı Toktamış Han ile giriştiği mücâdelede bir Rus askeri tarafından pusuya düşürülerek öldürüldü. Toktamış Han, O’nun ölümüne çok üzüldü ve Rus askerini idam ettirdi.
O’nun ölümünden sonra askerleri ve etrafında toplanmış olan insanlar; İdil Irmağı’nın öte yakasına dağıldılar. Buralarda Türk kökenli Astrahan, Kırım ve Kazan hanlıkları bulunuyordu. Bir grup Nogay da Anadolu’ya geçti.
Ruslar, Nogayları hiç sevmiyorlardı. Hatta ‘başlıca düşman’ olarak görüyorlardı. Çünkü göçebe hayatı yaşayan Nogaylar, Rus şehir ve köylerine düzenledikleri baskınlarda elde ettikleri ganimetlerle yaşıyorlardı. O dönemin şartları içerisinde güçlü olanlar ancak bu şekilde geçim sağlıyorlar, refah ve zenginliğe kavuşabiliyorlardı.
23 Ağustos 1552 tarihinde Ruslar Kazan Hanlığı’nı işgal ve ilhak ettiler. Nogayların, İsmail Mirza yönetimindeki bir kısmı, Rus yönetimine girmeye râzı oldu. Olmayanlar, Bilek Bulut Mirza yönetiminde topluca Kırım Hanlığı’na sığındılar. Bunlar, ‘Küçük Nogaylar’ olarak anılırlar. Küçük Nogaylar, 8 Nisan 1783 tarihinde Kırım da, Ruslar tarafından işgal ve ilhak edilince Osmanlı Devleti’ne iltica ettiler. Osmanlı Devleti onların büyük kısmını Eskişehir ve çevresine yerleştirdi.
Sovyetler Birliği’nin diğer bölgelerinde yaşayan Nogaylar, 28 Haziran 1783 tarihinde Rusların soykırımına maruz kaldılar. ‘Nogay kasabı’ olarak anılan Rus Generali Suvarov, 100.000’e yakın Nogay Türkünü şehit etti. Rus Çarı Birinci Aleksandr, 1801 yılında Nogayların Rus ordusuna atlı asker olarak katılmalarını emretti. Nogaylar, ‘Buzları kıra kıra yüzerek Ak Topraklara (Anadolu’ya) gideriz de gâvura hizmet etmeyiz.’ Diyerek emre uymadılar. Bu sebeple yeni bir katliama uğradılar.
İsmail Mirza yönetimindeki Büyük Nogaylar, bulundukları bölgede yaşanan kuraklık sebebiyle kıtlık çıkınca, Kuban Irmağı boylarına gittiler. 1603 yılında Rusya’da çıkan karışıklıklardan yararlanarak, Osmanlılardan ve Kırım hanlarından destek göreceklerini ümit ederek bağımsızlıklarını ilan ettiler. Fakat beklentileri gerçekleşmedi. 1770 yılında Ruslarla anlaşmaya vardılar ve bağımsız bir hanlık kurma izni aldılar. Diğer bölgelerdeki Nogaylar da buraya göç etmeye başlayınca Ruslar korktular ve ânî bir baskın düzenleyerek yakalayabildikleri Nogayları katlettiler. Kurtulabilenler de Osmanlı Devleti’ne sığındı. Kırım’da sağ kalabilenler ve sonradan evlerine dönebilenler, 18 Mayıs 1944 büyük sürgününde Kırım Türkleri ile birlikte hayvan taşımakta kullanılan tren vagonlarıyla Sibirya’ya, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan gibi Türkistan Türk cumhuriyetlerine gönderildi.
Nogaylar; ‘Nomay cürsen, Nogay şıgar aldınga = Çok gezersen, önüne mutlaka bir Nogay çıkar.’ Derler. Çünkü onlar, dünyanın dört bir köşesine dağılmışlardır.
Günümüzde Nogayların yaşadıkları bölgeler ve tahminî nüfusları:
1- Azak Denizi’nin doğusunda: 170.000, 2- Stavropol Bölgesi’nde: 163.000, 3- Türkiye’de: 150.000, 4- Dağıstan’da: 147.000. 5- Hazar bozkırlarında: 135.000, 6- İnguşetya’da: 125.000 (Çeçenistan’dan göç edenler ve orada kalanlarla birlikte), 7- Dobruca’da: 90.000, 8- Karaçay-Çerkez Özerk Bölgesi’nde: 35.000, 9- Litvanya’da: 15.000. Toplam: 1.030.000. Bunların dışında; az sayıda pek çok yerleşim biriminde Nogaylara rastlamak mümkündür. Nogayların tamamına yakın bölümü Müslümandır. Başkırdistan ve kuzey komşusu Çelyabinsk Vilayeti’nde yaşayanlar Hıristiyan Ortodoks’turlar. Büyük çoğunluğu Kuzey Kıpçak Türkçesi ile, mahalli dillerden etkilenmiş bir dille konuşurlar. Bu dile, ‘Nogayca’ demek yanlış bir isimlendirme sayılmamaktadır.
Türkiye’de; Ankara’nın Polatlı ve Şereflikoçhisar ilçeleri ile köylerinde, Konya’nın Kulu İlçesi’nde, İstanbul, Osmaniye, Adana, Çorum, Eskişehir, Bursa, Kütahya, Gaziantep, Isparta’nın Senirkent İlçesi’nde yaşamaktadırlar.
Kazan Hanlarının sonuncularından biri olan Safâ Giray Han’ın eşi Kazan sevdâlısı, Süyun Bike, Nogay mirzalarından Yusuf Bey’in kızı idi. O, ülkesini Rus boyunduruğundan kurtarabilmek için çok mücâdele etti. Kendisi için değil, vatanı için yaşayan bir güzel insandı. Kazan halkı, O’nu unutmadı. Yıllar sonra Süyun Bike hâtırasına 7 katlı, minâre şeklinde muhteşem bir âbide yaptı. Günümüzde Kazanlılar, özellikle genç kızlar, bu âbideye gelip, Kazan Hanlığı’nın en ateşli bayan vatanseveri, güzeller güzeli ve fakat tâlihsiz Süyün-Bike için fâtihalar okuyorlar. O’nun hayatı ayrıca yazılmalı.
Nogaylar hakkında olumsuz değerlendirmeler de yapılmaktadır. Olayların, o günün şartları içerisinde ele alınması halinde, bu tür değerlendirmelerin isabetli olmadığı anlaşılır. Kırım Hanlığı’nda feodal bir yapı hâkimdi. Hanların bir kısmı, kabileler ve gruplar üzerinde devlet disiplinini oluşturmakta zorlanıyorlardı. Bu durumdan yararlanmak isteyen mirzalar, daha fazla hak elde edebilmek için karışıklıklar çıkarıyorlardı. Hanlar, karışıklıkları bastırmak için zaman zaman Nogaylardan yararlanıyorlardı. Nogayların bir kısmı da Han yönetimine karşı çıkan Mirzalarla birlik oluyorlardı. Kırım Hanları, Ruslara karşı savaşırken Nogaylardan hep destek aldılar. Osmanlı Devleti, gördüğü lüzum üzerine Kırım Hanlarına başkaldıran Nogayları desteklemiştir. Burada hedef, Kırım hanlarını zayıflatarak daha ağır bir disiplin uygulamaktı. Çok azınlıkta kalan bâzı Nogayların da Kırım Hanlığı’na karşı Ruslarla işbirliği yaptığı olabiliyordu. Âdil bir hüküm verilebilmesi için, bir-iki münferit olaydan ibaret kalan durumları gerektiren şartları incelemek gerekir.
Nogay Türklerinin kendilerine has önemli kültür birikimleri vardır. Ülkemizde Nogaylarla ilgili bilgiler, dergi sayfalarında makaleler, ansiklopedi maddeleri ve küçük kitapçıklarda dağınık bir vaziyettedir. Bu bilgiler, araştırmacılar ve tez hazırlamak durumunda olan akademisyen adayları ve akademisyenlerin ilgisini beklemektedir.
Oğuz ÇETİNOĞLU
TÜRKİYE’DE NOGAYLAR
600 bin Nogay Türkiye’ye göç etmiştir. Büyük bir kısmı zamanın Konya vilayetine göç etmiştir. İlk zamanlar Osmanlı fermanına uygun olarak yerleşik köylere 30 ar haneyi geçmeyecek şekilde iskan edilip yerleşik düzene geçmeleri için iki haneye bir öküz ve hane başına bir kile buğday tohumluk devlet tarafından verileceği sözü verilmişse de zamanın zor şartları nedeniyle çoğunlukla bu gerçekleşmemiştir. Yerleşik halk ile uyumsuzluklar ve nedeni ile zamanla nogaylar nüfus olarak güçlü oldukları köylere göç etmiştir. İlk iskanda nogay yerleşimi olan bir çok köyde nogay kalmamış veya az sayıda kalan nogaylar da zamanla kültürünü kaybetmiştir. O zamanlarda Cihanbeyli Kazasına bağlı köyler, günümüzde Ankara’nın Şereflikoçhisar ve Konya nın sonradan ilçe olan Kulu ilçesine bağlanmıştır. Ilgın İlçesi’nde de bir mahalle oluşturmuşlardır. İlçenin Behlül Bey, Şıh Cârullah ve Câmiatik mahallelerinden ayrılarak kurulan ve sonradan Ayvat Dede adıyla adlandırılan mahallede, oturmaktadırlar.
Kendilerine özgü gelenek ve göreneklerini hâlen devam ettirmekte , aralarında kaybolmaya yüz tutmuş Nogay diliyle konuşmaktadırlar.
Romanya dan göç etmiş çok az bir kısmı gümüş ve bakır işlemeciliği; el sanatı ürünleri; takı ve süs eşyası, boncuk, yüzük, kolye, bilezik yapımı ile uğraşırlar. Misafir perverdirler, Aman dileyip hanelerine baş vuranları baş tacı edip ölümüne korumaktadırlar. Günümüzde bu mesleklerin bir kısmını artık icra etmemektedirler. Hamurlu yemeklerden sonra et suyu olan “Sorpa” içmeleri geleneksel özelliklerindendir.
Konya Tuzlukçu-Erdoğdu Köyü, Konya-Adana-Ankara yol ayrımı olan Kulu Makası bölgesinde. Bunlar ŞEKER, Doğan kaya, Akin, Kırk kuyu, Boğaz ören,Seyit Ahmetli,AHİBOZ ve Mandıra köyleridir.
Günümüzde Eskişehir’de Alpu Aktepe (Rıfkıye) Köyü ve Işık ören (Aziziye; daha sonra Arap Kuyusu) köyü nogay köyleridir. Yelice (Esence) Köyünde de bir miktar nogay yaşamaktadır. Hamidiye Köyü de Nogay olan Zincir ve Taraktaş aileleri tarafından kurulmuştur. Bu köyleri kuran nogaylar 93 Harbi (1877-1878 Osmanlı Rus Harbi) sonrasında Romanya’nın Konstanta (Köstence) İli, Medgidia (Mecidiye) İlçesine bağlı Poarta Alba (Alakapı),Nazarcea (Nazarşa), Aşağı Bülbül ve Yukarı Bülbül köylerinden alınarak 1893 yılında Bursa Vilayeti’ne bağlı Eskişehir Kazası Alpu Nahiyesi’ne iskân edilmişlerdir.
Eskişehir bölgesine göç edip,Nogay adetlerini uygulayıp anadillerini konuşmaktadırlar.Genellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşmakta olup gelir düzeyi ile eğitim düzeyleri yüksektir.Köylerde emekli sayısı oldukça fazladır.Bölgedeki diğer Nogay olmayan komşu köylerden tarımı biz tatarlardan öğrendik diye bir deyim kullanırlar.Genelde Nogaylarımız teknik ve düzenli tarım yaparlar.Meşur Yemeklerimizden olmaşsa olmazı Çib örek,Tabak börek.Sarburma ,Göbete,Kaşık börek,Üyken börek, Kalakay Bavursak Tava lokumu Omaş Çorbası Sorpa ve daha sayamadığım birçok yemek çeşitleri vardır.Yemeklerde genellikle Et olur.
Bu köylerde yaşayan Nogaylar da ulusal kimliklerini korumuşlar, adetlerinden ayrılmamışlardır. Yaşanan ekonomik zorluklardan dolayı bir kısmı köylerinden bağlarını koparmadan göç etmişler. Büyükşehirlere, ilçelere ve 60’lı yıllardan itibaren Avrupa’nın çeşitli yerlerine yerleşmişlerdir. Köylerinde tarım ve hayvancılıkla geçinen yöre halkı, köylerinin dışında günümüz koşullarına göre meslek edinmişlerdir. Bunun dışında Karaman’da da az miktarda Nogay aileleri mevcuttur.
Nogaylar’a özgü olan dillerini muhafaza etmeye çalışmışlar ve günümüzde de bu dili kullanmaya devam etmektedirler. Geleneksel yemekleri kazan börek, şırbörek (çiğbörek), koyankulak (tavşan kulağı), inkal, tava börektir ve tamamı hamurdan yapılmaktadır. Ekmek olarak da kendilerine has kalakay, tavaöptek, şöyünöptek adlarında, ve tandırda pişen çeşitli şekillerde ekmekleri tüketmektedirler. Yağda kızartılan bavursak adında ekmekleri de vardır. İçeceklerinin en önemlisi ise ayakşay dır. Halk arasında Tatar Çayı veya Nogay Çayı olarak bilinir.
Muammer ATAK