Nihilizm

Hiççilik, genel olarak tanrının var oluşunu, ruhun ölümsüzlüğünü, iradenin özerkliğini, aklın otoritesini, değerlerin nesnelliğini, bilginin imkanını, tarihin mutlu sonunu yad­sıma türünden bir reddiye dışında, bir de umutsuzluk, düş kırıklığı duygusu ihtiva eden görüş. 

Hiççilik, Nihilizm veya Yokçuluk genel olarak tanrının var oluşunu, ruhun ölümsüzlüğünü, iradenin özerkliğini, aklın otoritesini, değerlerin nesnelliğini, bilginin imkanını, tarihin mutlu sonunu yad­sıma türünden bir reddiye dışında, bir de umutsuzluk, düş kırıklığı duygusu ihtiva eden görüş. Genel bir psikolojik ya da felsefi hal olarak hiççilik, tüm ahlaki, dini, siyasi ve toplumsal değerden yoksun olma, varlık / yokluk, gerçeklik / gerçekdışılık, doğru / yanlış, bilgi / kanaat türünden tüm ayırımları yadsıma durumu ve tavrını, ifade eder. Buna karşın, siyaset alanında hiççilik, her tür toplumsal düzenin kötü olup, yıkıl­ması gerektiğini öne süren, egemen bireyin özgürlüğü adına, otoritenin zorbalığına karşı çıkan tavırda ifadesini bulur.

Hiççilik 19. yüzyıl ortalarında Rusya'da özellikle genç entellektüel kesim arasında taraftar bulan bir felsefi yaklaşımdır. Latince nihil (hiç) sözcüğünden türetilen Nihilizm, bilimsel bilgi dışında hiçbir gerçek bilgi olmadığını kabul etmektir. Bu yaklaşımın uzantısı olarak da toplumda yerleşik kuralların, kurumların, değer yargılarının ve ahlak kurallarının yadsınmasına varır. Nihilizm, en belirgin olarak İvan Sergeyeviç Turgenyev'in Türkçeye Babalar ve Oğullar adıyla çevrilen romanının kahramanı Bazarov'un kişiliğinde ifade bulmuştur.

Hiççilik, Friedrich Nietzsche ile birlikte, felsefede de önemli bir sorun ve kavram olarak ele alınmaya başlamıştır. Daha sonra nihilizm sorunu ile hesaplaşan filozoflar arasında Albert Camus ve Sartre da sayılabilir.

Nietzsche'ye göre, nihlizm, yüksek ideallerin değerlerini yitirmelerinden kaynaklanan olumsuz düşünce tutumudur. Nietzsche, nihilizmin soy kütüğünü oluştururken, aşabileceğine de değinmiştir: Korkular, karşı çıkışlar, başkaldırmalar, Varlık'ı (Tanrı) anlaşılır bir gerçeklik ve değer yapan varlık bilim-tanrıbilim idealizminin çöküş belirtileridir. Nietzche için 'tanrı ölmüstür' ve bu varlık "kendisine yakıştırılan bütün değerleri hiçe indiren bir yokluk"tur. (J.Grenier) O zaman nihilizm "kölelerin ahlakı" olarak belirir; köleler, gerçek yaşamdaki güçsüzlüklerini unutmak için, bir ideale veya bir kurmaca Tanrı'ya gerek duyarlar. Hiçlik istemi olan nihilizm, idealist bir yadsıma mantığından kaynaklanır; yaşamı, sanat aracılığıyla, "özgür düşünce" olarak doğrulayacağına, bilinç adına yadsır.

Heideger ise nihilizmi Batı düşüncesini oluşturan öğelerden biri olarak görür; bu görüş, değeri ve "varolan"ı tanımlamak için gerçekte, varlık sorusunu sormayı kendine yasaklar.

Sayfa Bülteni

Soru ve görüşleriniz için yorum yapın: