Necmettin Hacıeminoğlu, Sevgi Kafalı ve Prof. Dr. Mustafa Kafalı... Maziden Bir Kesit

Necmettin Hacıeminoğlu, Sevgi Kafalı ve Prof. Dr. Mustafa Kafalı│Maziden Bir Kesit

İnternet’te kolayca bulabileceğiniz bir belge, Meral Hacıeminoğlu, Sevgi ve Mustafa Kafalı, Oytun Hacıeminoğlu Şahin’le yapılan bir röportaj o günlerden bir kesit sunuyor...

- Yusuf İmamoğlu’nun şehit edilmesi de o senelerde miydi?

- S. Kafalı: ..Çocukları aşağıdan kovalamışlar; bir öğrenci geldi, aşağıda Yusuf İmamoğlu’nu dövüyorlar dedi. Bunun üzerine benim odamdakiler kalkıp aşağıya indiler. Okullar tatil olmuştu, Ertuğrul’u da alıp gelmişiz. Haziran başı. Ortalık karışacak, Ertuğrul babasının yanında. Ben hemen Kafalı’nın odasına gittim, dedim ki, “Kafalı, aşağıda olaylar karışık, çocuk da yanımızda, ben çocuğu alıp gideyim”. Biz Tarih koridorundan çıktık, solcular karşı merdivenlerden grup hâlinde koşarak çıkıyorlar. Önlerinde de İmamoğlu. İmamoğlu “Hocam, beni öldürecekler!” deyince, Kafalı “Sen dur bakayım oğlum”, dedi. Bana döndü, “Siz çabuk gidin” dedi. Orada bir tabure varmış, tabureyi aldı, çevirerek fırlattı. Merdivenlerden koşarak gelenler tabureyi yiyince, iki kişi devrildi. Biz Ertuğrul’la koşar adım Türkoloji’ye girdik, İmamoğlu da girdi. Arkamızdan Kafalı da Türkoloji’ye geldi. Onlar Necmettin Ağabeylerin odasına girdiler. Biz Ertuğrul ile genel kitaplığa girdik ve silâhlar başladı. O zaman polis rektörlük çağırmazsa üniversiteye giremiyordu. Öğrencilerden iki tanesi Faruk Kadri Timurtaş’ın odasında, ikisi de Necmettin Ağabey’in kapısının yanındalar. Bir müddet sonra silâh sesleri kesildi. Rahmetli Âmil Çelebioğlu da o odadaydı. O pencereyi açtı, bizim Edebiyat Fakültesi’nin iç avlusuna bağırıyor, “Koridora kimse çıkamıyor, yaralı var, ambulans çağırın” diye.

- M. Kafalı: Orayı ben anlatayım, çünkü ben Yusuf un yanındaydım. Silâh sesleri kesilince, “Hocam ben bir bakayım” dedi. “Dur oğlum” demeye kalmadı. Kafayı uzattı, mermi kafasından girdi.

S. Kafalı: Üç defa ambulans geldi, içeriye almadılar. Biz de Edebiyat Fakültesinin Genel Kitaplığının balkonuna çıktık. Ben, “Yaralı kim?” diye bağırıyorum, fakat sesimi Âmil’e duyuramıyorum. Hatta bir ara “Yaralı da var, ölü de var” diye anladım. Dekanlıktan “Bir şey yapamıyoruz, ambulans geliyor, Dev-Gençli öğrenciler fakültenin kapısını kapattı, içeriye sokmuyorlar” diyorlar. İmamoğlu böylece şehit edildi.

Söyleşinin Tamamı için Dosyayı indirin ve Okuyun... (Pdf)

 

Sayfa Bülteni

Soru ve görüşleriniz için yorum yapın: