Marksizm

Alman düşünürü Karl Marx ve onun Friedrich Engels, Karl Kaustky, Vladimir İlyiç Lenin, Rosa Luxem­burg, György LukAcz,Karl Kosch, Antonio Gramsci ve Louis Althusser gibi 20. yüzyıldaki sadık izleyicileri tarafından geliştirilmiş olan ekonomik, siyasi teoriyle toplum teorisi.

Alman düşünürü Karl Marx ve onun Friedrich Engels, Karl Kautsky, Vladimir İlyiç Lenin, Luxem­bur]g, György LukAcz, Karl Kosch, Antonio Gramsci ve Louis Althusser gibi 20. yüzyıl­daki sadık izleyicileri tarafından geliştiril­miş olan ekonomik, siyasi teoriyle toplum teorisi.

Marksizm her şeyden önce, varolan ve geçmişte varolmuş olan toplumlara ilişkin bir analiz ve açıklamadan, özellikle de kapi­talist topluma yönelik bir eleştiriden meyda­na gelir; Marksizmin söz konusu analiz ve açıklaması, toplumsal değişme ve gelişmeyi açıklarken, varolan tüm etkenler arasında, ekonomi etkenine özel bir önem ve ağırlık verir. Determinist bir Öğreti olan Marksizm, sömürüye dayanan ve sınıflara ayrılmış bir toplum düzenine alternatif olarak sınıfsız bir toplum modeli önerisinde bulunur. Mark­sizm bu çerçeve içinde, nihayet toplumlara ilişkin bir analizden oluşup, sınıfsız bir top­lum düzenine geçişin yollarını gösteren bir öğreti olarak ortaya çıkar.

Marksizmin ideoloji haline gelişinin Marx'tan sonra gerçekleştiği söylenmekle beraber, Marksist ideolojinin ana unsurlarının Mantın düşüncesinde bulunduğuna kuşku yoktur.

Bir başka deyişle, Marx'ın kendisi de Marksisttir. Marksizm, tarihin sınıf çatışmalarından oluştuğuna; sınıf çatışmalarını "ilerici" sınıfın kazandığına; bu çerçevede kapitalist sistemdeki burjuva-proletarya çatışmasını proletaryanın kazanacağına; çatışmacı ilerleyişin diyalektik yöntemle vuku bulduğuna inanan bir öğretidir.

Marksizm, geniş anlamda sosyalist gelenek içinde yer alan ve kendini "bilimsel sosyalizm" olarak adlandıran bir yaklaşım olmakla beraber, Marx, yazılarında sosyalizmin ne olduğunu ve sosyalist sistemde hayatın nasıl olacağını ele almaktan ziyade, kapitalizmi tahlil etmekle meşgul olmuştur.

Marx'a göre, kapitalizmin kaçamayacağı bir kaderi vardır. Kapitalizmde işçi sınıfı mensuplarının sayısı artacak, hayat şartları kötüleşecektir; kapitalizm kendi kendine tamir edemeyeceği iç problemlerle maluldür; bu durum kaçınılmaz olarak onu çöküşe sürükleyecek ve bu çöküş insanlığın daha ileri aşamalara ulaşmasının yoluna açacaktır.

Sayfa Bülteni

Soru ve görüşleriniz için yorum yapın: