Kumuk Türkleri

Kafkasya’nın doğusunda Hazar Denizi kıyılarında yer alan Dağıstan bölgesinde yaşamakta olan Kumuk Türkleri gerek Dağıstan’ın gerekse bütün Kafkasya’nın siyasî ve kültürel hayatında son derece önemli bir yere sahip olan halklarından biridir.

Dağıstan coğrafyası

Fizikî coğrafya bakımından Dağıstan güney (dağlık) ve kuzey (ovalık) olmak üzere iki bölüme ayrılır. Dağıstan’ın büyük bir kısmını içine alan güney bölümü Büyük Kafkas dağlarının doğu kesiminin kuzey eteklerinde uzanır. Kuzeyde ise Hazar düzlüğü veya Terek-Sulak ovası adıyla anılan geniş düzlükler yer alır. Hazar Denizi’ne doğru gittikçe alçalan bu düzlük alüvyonla kaplı bir ovadır. Dağıstan’ın güney ve kuzey bölümleri arasındaki sınır çizgisi Mahaçkala’dan Hasavyurt’a kadar uzanır. Dağıstan’ın bu çizginin güneyinde kalan bölümü dağlık bir bölgeyi kapsar. Bu bölümün İç Dağıstan adıyla anılan kesiminde kuzeybatıdan güneydoğuya doğru pek çok sıradağ uzanır. Dağıstan’ın bu kesiminde Sulak ırmağına karışan Koysu ırmağının Andi, Avar ve Kazikumuk kolları ile Kara Koysu ırmağı vardır. Bu ırmakların yatakları dar ve dik kayalıktır. Bu kesimde dik yamaçlı dağlar arasında derin boğazlara ve dar yaylalara rastlanır. Hazar denizi kıyısı boyunca uzanan genişliği 1.5 ile 30 kilometre arasında değişen Derbent geçidi, tarih boyunca kullanılan ve Kafkasya’yı Azerbaycan’a bağlayan en önemli geçittir. Dağıstan’da bundan başka ortalama 3.000 metre yükseklikte bulunan ve ancak yaz aylarının belirli bir döneminde kullanılabilen Avar, Karayan, Sol ve Mamison geçitleri bulunmaktadır.

DagestanYerleşim yerleri

Kumuklar Çeçenistan da dahil olmak üzere yaşadıkları yerleşim birimlerini ‘Yurt’ olarak adlandırırlar.  Bu kelime Çeçenler tarafından da kullanılmakta olup dillerine ve kültürlerine yerleşmiştir.

450 bin Kumuk Türkü Dağıstan’ın Hasavyurt, Babayurt, Kızılyurt, Karabudahkent, Kayakent, Kaytak kasaba ve bölgelerinde 15 bin kadarı da  Çeçenistan’ın Gudermes ilçesi ile Kuzey Osetya’nın Mozdok ilçelerinde yaşamaktadırlar. Kumuklar arasında şehirleşme oranı % 47 olup, büyük bir çoğunluğu Mahaçkala, Buynaks, İzberbaş, Kaspiysk, Kızlar gibi Dağıstan şehirlerinde yerleşmişlerdir. Mahaçkala aynı zamanda Kumukların tarihî merkezidir.

Etnik kökenleri

Yaygın görüş Kumukların Kafkasya Hunlarının ve Hazarların soyundan geldikleri,  Hazarlar ile Kumukların, tarihî bakımdan da, kültürel bakımdan da aynı kavim olduklarıdır.

Kendilerine Lak adını veren, komşu halklar tarafından Kazi-Kumuk adıyla tanınan Dağıstan halkından bazı grupların dağlardan ovalara inerek burada yaşamakta olan Türk boyları Kangarlar, Kamlar, Kumanlar ve Kıpçaklar ile  kaynaşarak Türkleştiklerini ve onlara Kumuk adı verildiği, Kumukların  Karaçay-Malkar ve Kırım Türklerinden ayrılmış bir boy oldukları, Karaçay-Malkar Türkleri gibi, Kumukların da Türklerden önce bölgede yaşayan Kafkasya yerlilerinin Türkleşmesi neticesinde teşekkül eden karışık bir kabile olmaları gibi9kumy_ki daha çok Rus antropologları kaynaklı farklı görüşler de vardır.

Tarihleri

Hazar Devleti/Hakanlığı 8.yüzyıldan 1.yüzyıla kadar Kumuklar’ın şimdiki topraklarında yaşamış ve onun başkenti Semendere’de, şimdiki adıyla Mahaçkala topraklarında hüküm sürmüştür. Hazar Hakanlığı dağıldıktan sonra Kumuk Şamhallıgı (şahanlığı-hanlığı) kurulmuştur. Kafkasya’nın Ruslar tarafından istilasına kadar Kumuk ülkesini Şamhal (Şavhal) adı verilen ve Altınordu hanlarının soyundan gelen beyler yönetmiş, Hazar denizi kıyısında ve Temirkazık Dağıstan’da liderlik rolü Kumuklara geçmiştir. 15-16. yüzyıllara ait tarih kaynaklarında bu Şamhallığın adı “Tarkov” olarak geçmektedir. 14-19. yüzyıllar arasındaki çeşitli dönemlerde Osmanlı, İran ve Rusya’nın himayesinde kalan Şamhallık feodal bir devlet olarak varlığını sürdürmüştür. 16. yüzyılda Kumuk Şamhallığı Ruslara ve o dönemde Kafkasya’da çok güçlü olan Kabardey prenslerine karşı savaşarak onların doğu Kafkaslar’a yayılmalarını önlemiştir. Sınırları Derbent’ten Kabardey ülkesine kadar uzanan Kumuk Şamhallığı 1813 yılında Rusya’nın istilasına uğramıştır. 19. yüzyıl ortalarına doğru Kumuklar millî idarelerini kaybetmişler, Şeyh Şamil’in 1859’da esir edilmesi, 1867’de Rusya’nın Kafkasya’yı tamamen ele geçirmesiyle Kumuk Şamhallığı ortadan kaldırılmıştır.

Kumuklar diğer Kafkasya halkları ile birlikte, Kumuk bölgesini Kafkasya’da Rusya’ya bağlı olarak kurulan Terskiy (Terek) ve Dağıstan vilayetlerine bağlayan Rusya İmparatorluğu’na karşı  bağımsızlık mücadelesine girişmişlerdi. 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarındaki hareketlere katılarak kendi millî devletlerini kurmak için savaşmaya devam eden Kumuklar 1918 yılında kurulan Birleşik Kafkasya Cumhuriyeti’nde de en önemli unsurlar arasında yerlerini almışlardı. Bu devletin hükümet başkanlığı, parlamento başkanlığı, dışişleri bakanlığı, içişleri bakanlığı, maliye bakanlığı ve savunma bakanlığı gibi önemli görevlerine Kumuklar getirilmişti. 1920 yılında Bolşeviklerin Rusya’da iktidarı ele geçirerek Sovyetler Birliği’ni kurmalarının ardından Birleşik Kafkasya Cumhuriyeti dağıtılmış ve Kumuklar Sovyetler Birliği’ne bağlı Dağıstan Özerk Cumhuriyeti içerisinde yer almışlardır.

Sovyet dönemi

Kafkasya’da Sovyet iktidarının kurulmasıyla birlikte Kumuk Türkleri de diğer Kafkasya halkları gibi Sovyet hükümetinin etnik politika ve uygulamalarına hedef oldu. Kumuklar 1938 de Kiril alfabesine geçirildiler.  Sovyet halkını şekillendirme ve “Sovyet İnsanı” yaratma amacıyla yürütülen siyaset neticesinde Kumuklar da diğer Türk boylarıyla birlikte kendi dili eğitim dili olmaktan çıkarılıp  bütün eğitim kurumlarında konuşma ve eğitim dili olarak Rusça yerleştirildi. Kumuk diline Rusça kelimeler empoze edildi. Bunun neticesinde Kumuklar arasında planlı bir biçimde gelişmeye başlayan halk eğitimi belirli bir zaman için durdu. Dağıstan halkları arasında okur­yazarlık seviyesi en yüksek olan Kumuklar arasında aydın kesim ortadan kaldırılarak halkın eğitim ve kültür seviyesi geriletildi.

Ekilebilir toprakların azlığı ve siyasî gücün demografik büyüme ile birlikte etnik gruplar arasında eşit paylaşılmaması Dağıstan’da etnik hareketlenmeyi kışkırtmakta ve etnik grupların siyasî özerklik talep etmelerine sebep olmaktadır.

Dağıstan’ın güneyindeki dağlık bölgede yaşayan halkların Sovyet döneminde ekonomik ve sosyal sebeplerle Dağıstan’ın kuzeyindeki verimli ovalara göç ettirilmesi ovalarda yaşayan Kumuklarla dağlardan göç eden Avar, Dargı, Lezgiler arasında etnik problem ve çatışmaların ortaya çıkmasına sebep oldu.

1944 yılında Orta Asya’ya sürülen Çeçenlerden boşalan topraklara Mahaçkala civarındaki köylerde yaşayan 10 bin Kumuk zorla göç ettirildi. Kumukların kendi toprakları ise idarî bir kararname uyarınca Gubin ilçesindeki Avarlara verildi.

1951 yılında Dağıstan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ülke dahilinde göç ettirme ve nakil konusunda beş yıllık planı kabul etti. 1952-1957 yılları arasında dağlık bölgedeki 10 bin işletmenin kuzeydeki ovalara yerleştirilmesi düşünüldü. Lezgi, Tabasaran, Rutul ve Agul halklarının bir kısmı Güney Dağıstan’dan Kuzey Dağıstan’a göç ettirildiler ve Kumukların arazisine yerleştirildiler (İbrahimov 1996: 37).

1957 yılında Çeçen-İnguşların sürgün yerlerinden Kafkasya’ya dönmeleriyle birlikte Çeçen-İnguş Özerk Cumhuriyeti’nin yeniden kurulmasıyla, Dağıstan’a verilen 6 bölge Çeçen-İnguş’a iade edildi. Bunun üzerine Güney Dağıstan’dan Avarların bir kısmı kuzeyde Kumukların yaşadığı Hasav Yurt, Kızılyurt, Babayurt bölgelerine göç ettiler. Bu bölgeye aynı zamanda Dargı köyleri de göç etmişti. Sürgünden dönen Çeçenlerin bir kısmı ile birlikte Lak, Avar ve Dargılar da ovalık bölgedeki eski Kumuk köylerine yerleştiler. Böylece ovalar önceden tek etnik grup olan Kumukları barındırırken, karışık etnik grupların bir arada yaşadığı yerler halini aldı. Kuınuklar bu insanlarla Rusça konuşmak zorunda kaldılar. Etnik gruplar arasında yayla, su, otlak konularında çıkan anlaşmazlıklar etnik çatışmaya dönüşmeye başladı.

1960’lı yılların sonunda Güney Dağıstan’daki Lezgi, Avar, Dargı, Tabasaran gibi halklara mensup dağ köylüleri Dağıstan ovalarının ekolojik şartları göz ardı edilerek Kumuk bölgesine yerleştirildiler. 1970’li yıllarda dağ köylülerinin ovalarda yerleşimi önceki yıllara göre nisbeten düşük ölçüde devam etti. Dağıstan’da iç göç sebebiyle dağlar ıssızlaşırken ovalarda nüfus aşırı derecede arttı ve etnik gruplar arasında etnik problem ve çatışmalar baş göstermeye başladı.

1958-1988 yılları arasında dağ köylerinden ovalara göç edenlerin sayısının altı kat artması ovada yaşayan Kumuk ve Nogayların hayat kaynaklarında sıkıntı yarattı. Verimli topraklarda göçmen kasabalarının kurulması bu toprakların verimlilik oranını azalttı. İçme suyu probleminin artmasıyla birlikte, toprakların göçmenler tarafından düzensiz kullanımı sonucunda tuzluluk oranı ve erozyon arttı.

Sistemli bir şekilde devam ettirilen göç hareketleri neticesinde Dağıstan’ın başkenti Mahaçkala’da Avarların ve Dargıların çoğunlukta olması cumhuriyetin politik ve ekonomik yönetiminin de bu halkların mensuplarının ellerinde toplanmasına yol açmıştır. Dargı ve Avarların Kumuk arazilerini işgal etmeleri Kumuklarla Avarlar arasında etnik çatışma tehlikesine yol açmıştır. Bu olay aynı zamanda Avarlar ile Dargıların etno-politik birliğinin oluşmasını sağlamıştır. Laklar da bu etnopolitik birliğe girmişlerdir. Böylece Avar, Dargı ve Lakların toplumsal ekonomik çıkarlarının birleşmesi ve cumhuriyetin iktidar mekanizmasının bu üç etnik grubun elinde toplanması bu etno-politik birliğin Dağıstan’da egemen bir tabaka oluşturmasını sağlamıştır.

Bir zamanlar Kuzey Dağıstan ovalarının ve Hazar Denizi kıyılarının hâkim etnik grubu olan Kumuklar 1990’lı yılların başlarında kendi bölgelerinde % 22 oranında bir nüfusa, + 23 oranında toprağa sahip azınlık durumuna düştüler. Sovyetler Birliği döneminde yöneticilerin dağlık bölgelerden büyük ölçüde Avar, Lak ve Dargı nüfusunu Kumuk arazilerine yerleştirmeleri Kuzey Dağıstan’ın etnik kompozisyonunda geri dönülmez bir karışıklığa yol açmış ve etnik çatışmalara zemin hazırlamıştır. Ekilebilir arazilerinin yarısını kaybeden Kumuklar şehirlere göç etmek zorunda kalmışlardır. Bugün Dağıstan’ın şehirli nüfusu içinde Kumuklar önemli oranlarda yer almaktadırlar.

Dağıstan halkları arasında Kumukların durumu öteden beri avantajlı görünmektedir. Hazar Denizi kıyısında Kumukların yaşadıkları liman şehirleri endüstrileşmeye çok önceden beri açık olmuşlardır ve Sovyet döneminde Kumuklar devlet endüstrisinde önemli mevkilere gelmişlerdir. Kumuklar Dağıstan halkları arasında şehirleşme oranı en yüksek etnik gruplardan biridir. Buna rağmen güçlü bir etnik kimliğe sahiptirler.

Tenglik (Denklik)

Dağıstan’da mevcut olan bütün sosyal-siyasî kurumlar arasında en önemlisi Kumukların Tenglik örgütüdür. Bu hareket Sovyetlerin dağılmaya yüz tuttuğu bir dönemde 19 Kasım 1989 tarihinde Kurucu Kongre tarafından örgütlenmiştir. Tenglik örgütü Azerbaycan Halk Cephesi ile de ilişki içindedir. Kumuk millî hareketinin örgütü Tenglik’in başlıca politik amacı Dağıstan’ın Rusya içinde federal cumhuriyete çevrilmesi ve bu federasyon içinde belli sınırları olan Kumuk Millî Devleti yaratılmasıdır. Kumukların arazi bütünlüğünün elde edilmesi ve korunması için Tenglik Dağıstan’ı halkların eşit hukuklu federasyonu biçiminde kurmayı en geçerli çözüm yolu kabul etmektedir. Örgütün adının Tenglik (Eşitlik) olması da bu görüşü yansıtmaktadır.

Kruşçev döneminde “Kumuk Kardeşler Örgütü” adıyla gizli bir şekilde faaliyet gösteren Kumuklar Tenglik hareketiyle siyasî sahneye çıkarak merkezî ve yerel idarecileri şaşırttılar. Tenglik örgütü şu fikirleri savunuyordu:
⦁ Kumuk halkının bağımsızlığı.
⦁ Türklük ve Müslümanlık şuurunun korunması ve geliştirilmesi.
⦁ Eğitimin millîleştirilerek millî okulların açılması, millî tarih ve millî kültürün korunması ve geliştirilmesi.
⦁ Halkın kullandığı dilin, geleneklerin, göreneklerin korunması ve geliştirilmesi.
⦁ Tabiî kaynakların kullanım hakkının bölgede yaşayan insanlara ait olması.
⦁ Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak için çalışmalar yapılması ve dil birliği, kültür birliği kurulmuş Türk devlet ve milletleriyle iyi ilişkilerde bulunulması.
⦁ Dağıstan’da bulunan çeşitli halkların arasında birliğin kurulması ve halkların kendi gelenek ve göreneklerinin korunmasının sağlanması.

Kumuk halkının ekonomik açıdan geri bırakıldığını ve Dağıstan’ın devlet kademelerinde yeterince temsil edilmediğini ileri süren Tenglik örgütü Dağıstan’ın idarî kadroları arasındaki Avar hakimiyetini eleştirdi. Bunu sonucunda Tenglik örgütü Avarların millî hareketi Şamil örgütünün baş hedefi haline geldi.

1990 yılı Kasım ayında Dağıstan Özerk Cumhuriyeti Halk Temsilcileri Kongresi, Dağıstan’da bir Kumuk Cumhuriyeti oluşturulmasını oyladı, fakat Kumuk temsilcileri vaad edilen özerklik seviyesini yetersiz buldular.

1991 yılı Ekim ayında Tenglik örgütü Kumuk halkını harekete geçirerek, Kumuk nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde siyasî-idarî mevkilerde Avarların hâkim pozisyonda olmalarını ve Kumuk topraklarına dağlık bölgelerden Avar, Dargı ve Lak göçmenlerinin getirilip yerleştirilmesini protesto ettiler. Bu protesto hareketi Dağıstan hükümetinin bir Kumuk’u Adalet Bakanı olarak tayin etmesi üzerine yatıştı.

Tenglik örgütü Kumuk halkının Ocak 1991 ve Mart 1992 tarihli Olağanüstü Kongrelerinin yapılmasına öncülük etti. İlk kongrede Kumuk halkının kendi kaderini kendisinin belirlemesi hakkında bir “Beyanname” kabul edildi. İkinci kongrede ise Dağıstan ve Rusya içinde bir Kumuk Özerk Bölgesi oluşturma konusunda referandum yapılmasına karar verildi. Ağustos 1992’de Tenglik tarafından gerçekleştirilen kamuoyu yoklamasında Kumuk Türkleri Dağıstan ve Rusya içinde Kumuk Özerk Bölgesi oluşturulmasını ve Kumuk halkının millî egemenliğinin ilan edilmesini desteklediler. Tenglik Ekim 1992 tarihinde toplanan Dağıstan Halklarının Kongresi’nin düzenleyicisi oldu ve bu kongrede Dağıstan Halkları Kurultayı oluşturuldu.

1994 yılında Tenglik örgütüne alternatif olarak Kumuk Millî Kongresi adlı bir örgüt daha kuruldu. Kumuk Millî Kongresi Tenglik örgütüne nazaran daha az radikal yapıdaydı ve Dağıstan hükümeti tarafından Tenglik örgütü içindeki radikalleri dengeleyici bir unsur olarak görülüyordu.

Tenglik örgütü 24 Ağustos 1996 tarihinde Dağıstan’ın başkenti Mahaçkale’de 4. Kumuk Halk Hareketi Kurultayı’nı düzenledi ve bu kurultayda şu kararlar alındı:

1. Kumuk Halk Hareketi, bundan sonraki faaliyetlerinde, Dağıstan Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu’nun devlet kurumlarının reorganizasyonunun devamı dolayısıyla, politik, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda halkların kendi kendini yönetmesi doğrultusunda Dağıstan ve Rusya Federasyonu’nun birliği prensibini bozmadan gerçekleştirmek, Kumuk ve diğer halkların kendi kaderini tayin etme hakkını savunan bütün parti, hareket ve toplum liderleriyle işbirliği yapmak gibi sorunların çözülmesine dikkat gösterecek.

2. Rusya Federasyonu hükümetinin “Türk Halklarını Kalkındırma” kararına ilişkin 1997 yılından 2010 yılına kadarki sürede, Kumuk halkının sosyo-ekonomik gelişmesi hakkında devlet desteği programının yürürlüğe girmesi için özel komisyon kurulacak.

3. Kumuk Halk Hareketi’nin Millî Meclisi’ne Rusya Federasyonu hükümetine yönelik özel bildiri hazırlama görevi verilecek ve zorla göç ettirilmiş Kumuk köylülerinin sorunlarının çözümü için 7 kişilik bir delegasyon Moskova’ya gönderilecek.

4. Rusya Federasyonu hükümetinden Tarkin, Kiyahulay ve Alburuken köylerinin yeniden kurulması istenecek ve bu köylerin sakinlerine “zorla göç ettirilmiş halk” statüsünün verilmesi sağlanacak.

5. Uluslararası Kumuk Üniversitesi’nin açılabilmesi için Rusya Federasyonu’ndan mali destek istenecek.

6. Dağıstan Cumhuriyeti’nin idarî sınırları dışında, özellikle Çeçenistan ve Kuzey Osetya’da yaşamakta olan Kumukların problemlerini çözmek.

Dağıstan’daki komünist kökenli resmî iktidara muhalif olan Tenglik hareketi Dağıstan’da ve Kafkasya’da önemli bir siyasî hareket halini almıştır. Gerek Dağıstan yönetimi, gerekse Moskova yönetimi Tenglik örgütünün faaliyetlerini engellemek için Kumukları bölücü hareketleri desteklemekte ve Kumuklar arasında farklı teşkilat ve partilerin güçlenmesini teşvik etmektedir.

Kumuklar ile Laklar arasında son yıllarda gittikçe artan bir etnik gerilim mevcuttur. Etnik gerilim ve huzursuzluklar 1992 yılında Kumuk bölgesinin Novolakski’den göç ettirilen Laklara tahsis edilmesiyle başladı. Lakların Kumukların sahip olduğundan daha fazla miktarda toprak talep etmeleri Kumukların hiddetini artırdı. 1992 yılı Temmuz ayında küçük bir grup Lak Novolakski bölgesinden Kumuk topraklarına, Mahaçkala’nın kuzeyine yerleştirildiklerinde Kumuklar bölgenin çevresini silahlı muhafızlarla korumaya aldılar. Gerginlik Lak ve Kumuk ileri gelenlerinin ve dinî liderlerin, Novolakski bölgesinden gelen ilk grup Lakları geri dönmeye ikna etmeleriyle yatıştı. Kumuklar ile bölgelerine göç ettirilerek yerleştirilen Avar, Dargı ve Laklar arasındaki etnik gerilimin ileride kanlı çatışmalara dönüşme tehlikesi her zaman mevcuttur. Kafkasya tarihinde ve kültüründe mühim rol oynamış olan Kumuk Türkleri günümüzde de Dağıstan toplumları arasındaki önemli konumlarını korumaktadırlar.

Dil

Kumuk dili uzun süre Lingua Franka olarak adlandırıldı. Kumuk Türkleri’nin kullandıgı dilden Kumuk Türkleri’nin çok uygar oldukları anlaşılıyordu. Kumuk dilini bilen ve kullanan insanlar bilgili insan sayılıyordu. Astrahan, Tiflis, Novaçerkask, Stevrapol, Mozdok, Georgiyevsk, Kizlar şehirlerinde Kumuk dili egitim dili olarak kabul edilmişti. Fransız yazan Aleksandre Dumas, Dağıstan’da bulunduğu sırada Kumuk dili hakkındaki düşüncelerini “Avrupa’da Fransızca ne kadar önemli bir dil ise, Kumuk dili de Asya’da o denli öneme sahip bir dildir.” şeklinde belirtmiştir.

Kumuk Türkçesi Avar, Lezgi, Lak, Dargı, Çeçen-İnguş gibi Türk kökenli olmayan ve her biri farklı dillerde konuşan çeşitli Kafkasya halkları arasında ortak anlaşma dili olarak yüzyıllar boyunca kullanılmıştır. 1918 yılında kurulan ve Karadeniz’den Hazar Denizi’ne kadar bütün Kafkasya halklarını içine alan Birleşik Kafkasya Cumhuriyeti’nin resmî dili olarak da Kumuk Türkçesi kabul edilmiştir. Bu cumhuriyetin Sovyetler tarafından ortadan kaldırılmasının ardından Dağıstan bölgesinde kurulan Dağıstan Özerk Cumhuriyeti’nin resmî dili olarak yine Kumuk Türkçesi kabul edilmiştir.

Kumuk Türkçesi Karaçay-Malkar, Karaim ve Kırım Türkçeleriyle birlikte Türk lehçelerinin kuzeybatı Kıpçak grubuna dahildir. Kıpçak grubuna dahil olmakla birlikte Kumukçada Oğuz Türkçesinin özellikleri de önemli ölçüde görülmektedir. Bu daha çok Azerbaycan Türkçesinin etkisinden kaynaklanmaktadır.  Kumuk Türkçesi üç ana diyalekte ayrılmaktadır. Bunlar kuzey (Hasavyurt), orta (Buynaks) ve güney (Haydak) diyalektleridir. Hasavyurt diyalekti Hasavyurt şehri ile Aksay, Endirey, Kostek, Şamhalyangıyurt, Babayurt, Hamamatyurt, Botayurt gibi yerleşim yerlerinde kullanılmaktadır. Buynaks diyalekti eski adı Temirhan Şura olan Boynak kentinde ve Kâfirkumuk, Halimbekavul, Atlanavul, Nijniy Kazanişçe, Buglen, Nijniy Cengutay, Kapçıgay, Erpeli gibi yerleşim yerlerinde konuşulmaktadır. Haydak diyalekti ise Derbend çevresinde Macalis, Kayakent, Yangıkent, Başlıkent gibi yerleşim yerlerinde kullanılmaktadır. Kumuk yazı dili daha çok Hasavyurt diyalektine dayanmaktadır.

Sosyal Yapı

Dağıstan’da Kumuk beylerine Şamhal ya da Şavhal adı verilirdi. Şamhallık soya bağlıydı ve o soydan gelmeyen kimse ekonomik ve siyasî açıdan ne kadar güçlü olursa olsun Şamhal olamazdı. Şamhal’dan sonra Kırımşamhal (Kırımşavhal) adlı ikinci derecede bir bey vardı. Asıl Şamhal vakitsiz ölürse yerine o geçerdi. Kumuk beyleri Karakaytak ve Gazi Kumuk (Lak) beylerine kız verip, onlardan kız alırlardı. Şamhal adı verilen Kumuk beyleri ne kadar mal ve itibar sahibi olsalar da daha alt tabakalara kız vermezler ama onlardan kız alırlardı. Ancak bu kızlardan doğanlara beylik hakkı verilmezdi ve onlara “çanka” denirdi. Dağıstan’da bey tabakasından olanlardan yalnız fiilen iş başında bulunanların imtiyazları vardı. Han-bey soyundan gelenlerin memleket işlerinde oy sahibi olan Özdenlere üstün bir tarafları yoktu. İş başında olanların dışında bütün beyler de halkla beraber halkın içinde yaşarlardı.

Dağıstan’da bey ve hanların altındaki halk tabakası üç gruba ayrılmıştı:

1 Özden
2 Raiat
3 Kul

Özdenler aşağı yukarı nüfusun % 90’ını teşkil eden ve memleketin gerçek sahibi olan hür halk tabakasıydı. Bunlar beylerin topraklarını işleyen ve karşılığında ürünün bir kısmını alan köylülerden oluşuyordu. Özden olmak için vatanda doğmuş ve yer değiştirmemiş olmak lazımdı. Herhangi bir sebeple doğduğu yeri terk ederek başka bölgelere gidip yerleşenlere “aparek” denirdi. Aparekler yerleştikleri bölgelerdeki özdenler kadar söz hakkına sahip olamazlardı.

Raiatlar Han tarafından bir beyin veya ruhban sınıfından birinin emrine tahsis edilen ve bir yerden bir yere gitme hakları olmayan köylülerdi.

Kullar savaşta esir edilenler ya da satın alınanlarla onların evlatlarının teşkil ettiği tabakaydı. Bunların hepsi para veya ürün şeklinde bir kira ödedikleri veya zorla çalıştırıldıkları veya bir hizmetçi olarak hizmet ettikleri feodal asilzadelere bağımlıydılar. Köleler amme işlerinde söz sahibi değillerdi. Bir kölenin evlatları da köle sayılırdı. Bu sebeple hanların sahip oldukları köle köyleri vardı. Hanlar memurları vasıtasıyla buraları idare ederlerdi.

Kumuklar arasında geleneksel hukuk kuralları yüzyıllar boyunca geçerliliğini korumuştur. Bir meselenin ya da hukukî bir davanın halledilmesi için Aksay ve Endirey köyünün yaşlıları Yamansuv ırmağının kenarında toplanırlar ve meseleyi burada tartışırlardı. Tartışmaların neticesinde bu ve benzeri davaların halledilmesi için kesin ve sürekli bir çözüm yolu bulduklarında, bu Kumuklar arasında “âdet” olarak kabul edilirdi.

Karaçay-Malkar’da olduğu gibi Kumuklar arasında da cinayet, tecavüz, hırsızlık gibi suçlara “töre” adı verilen mahkeme bakardı. Töre’nin verdiği cezalara halkın uyma mecburiyeti vardı. Ancak Töre’nin verdiği kararlara halk itiraz edebiliyor ve “aksakallar” adı verilen yaşlılar meclisine başvurabiliyordu. Bu durumda yaşlılar meclisi Töre’nin kararını geçersiz kılabiliyordu.

Dağıstan’da etnik yapı

Etnik yapı açısından Kafkasya’nın en karmaşık bölgesi olan Dağıstan’da değişik dil ve lehçelerde konuşan otuzdan fazla etnik grup yaşamaktadır. Sovyetler Birliği döneminde bu etnik grupların sayısı konuştukları lehçelerin birleştirilmesiyle ona indirilmiştir. Dağıstan’daki bu on etnik grubun genel nüfusa oranları şu şekildedir (2010):

Avar % 29.4, Dargı % 17, Kumuk % 14.9, Lezgi % 13.3, Lak % 5.6, Tabasaran % 4.1, Nogay % 1.4, Rutul % 1, Agul % 1, Tsahur % 0.3.

Tarih boyunca birlik ve beraberlik içinde oldukları gözlemlenen Dağıstan halkları Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte etnik çatışma tehlikesinin içine girmiştir. Etnik gruplar arasındaki gerilim sebebi ise Sovyetler Birliği döneminde Moskova’nın Dağıstan’da uyguladığı yanlış göç ve toprak politikasıdır.

Din

Kumuk Türkleri Sünnî Müslümandır. Günümüzde Dağıstan genelinde Nakşibendi tarikatının etkin olduğu görülmektedir.

Kaynaklar:

Kafkasya ve Çevresindeki Türk Toplulukları. Dr. Ufuk Tavkul. https://www.tarihtarih.com/?Syf=26&Syz=358637

Kumuklar ve Tenglik Hareketi. Şapi Nuridinov (Kumuk Halk Hareketi Tenglik Birliğinin Başkan Yardımcısı), Mevsim Oruç Rusça’dan tercüme eden), Arslan Küçükyıldız (TRT Avrasya TV Prodüktörü. Yayına hazırlayan). https://www.turkiyatjournal.com/Makaleler/1878629858_23.pdf

Kumuk Türkleri.  Yrd. Doç Dr. Çetin PEKACAR. Yeni Türkiye -Türk Dünyası Özel Sayısı: Cilt: II-, Sayı: 16, Yıl: 3, Temmuz-Ağustos 1997, s. 2062-2066 https://w3.gazi.edu.tr/~pekacar/kumturkler.htm

Kaynak:
Bülent Pakman
https://bpakman.wordpress.com

Sayfa Bülteni

Soru ve görüşleriniz için yorum yapın: