İsmail Gaspıralı

“Eğer millete yardım etmek istiyorsan elinden gelen işten başla”

Gaspıralı İsmail 1851-1914

1851 yılında Kırım Bahçesaray yakınlarındaki Avcıköy'de doğdu. Babasının doğduğu köye nisbetle Gaspirinski (Gaspıralı) lakabını aldı. On yaşında Akmescit Lisesi'ne gönderildi. Orada İki sene kaldıktan sonra Varonej şehrindeki askeri okula nakledildi. Daha sonra Moskova Askeri İdadisi'ne gitti.

Ruslar’ın Panslavizm politikaları yüzünden okuldan ayrıldı. Zincirli Medresesi’nde Rusça öğretmeni olarak göreve başladı. Bir buçuk yıl kadar süren bu görevi sırasında, bol bol okuyarak Rus edebiyatı ve fikir akımları hakkında esaslı bilgiler edindi.

1869 yılında maaşı 600 rubleye çıkarılarak Yalta'da Dereköy mektebine tayin edildi. Burada da iki yıl kaldı. Tekrar Bahçesaray'a dönerek yeniden Zincirli Medresesi'nde Rusça dersleri verdi.

Gaspıralı, o zamana kadar kafasında teşekkül eden yenilikçi fikirleri ilk olarak Zincirli Medresesi'nde uygulamaya çalıştı. Öğrencilerine yeni yöntemle Türkçe dersleri verdi.

En büyük hedeflerinden biri İstanbul’a giderek zabit olmaktı. Fakat yarıda bıraktığı eğitimin buna engel olacağını düşündü. Bu sebepten 1871 yılında Paris’e giderek yarıda kalan eğitimini tamamladı. 1874 sonlarına kadar Paris'te kaldı.

Paris’ten İstanbul’a gitti. Zabitlik hayalinin gerçekleşemeyeceğini anlayınca, 1875 kışında Kırım'a döndü.

1878 yılında Bahçesaray belediye başkanlığına seçildi. 1879 yılında bir gazete çıkarmak için Rus hükümetine müracaat etti. Müracaatı reddedildi. Fakat o mutlaka yayın yoluyla milletine hizmet etmek istiyordu. 1881 yılında, 'Genç Molla' müstear adıyla ileride kitap olarak yayınlanacak olan 'Rusya Müslümanları' başlıklı makalelerini yazdı. Akmescit'te çıkan 'Tavrida' gazetesinde yayınladı.

İzin alamamasına rağmen gazete çıkarma fikrinden asla vazgeçmedi. Bunun için zemin yoklamak amacıyla 1881 yılından itibaren Tonguç, Ay, Güneş, Yıldız, Mir'ati Cedid gibi çeşitli adlarla küçük kitapçıklar yayınlamaya başladı. Rus sansürü bu risalelerin yayınını gazete niteliği taşıdığı gerekçesiyle yasakladı.

Tercüman Gazetesi

Gazete çıkarabilmek için dört yıl mücadele verdi. Defalarca Petesburg'a giderek müracaatlarda bulundu. 1883 yılında Türkçe kısmı aynen Rusçaya da tercüme edilmek şartıyla 'Tercüman-ı Ahval-i Zaman' yayınlama iznini aldı. İlk nüshayı 10 Nisan 1883'te çıkardı.

Türcüman, Rusya'da çıkan ilk Türk gazetesi değildi, ama yaygınlığı ve oynadığı rol bakımından en önemlisiydi. 1903 yılına kadar haftalık, 1903-1912 arasında haftada bazan iki, bazan üç defa, Eylül 1912'den sonra da günlük olarak tam 33 yıl yaşadı ve 1916 yılında kapandı.

Küçük boyda dört sayfa olarak çıkmaya başlayan Tercüman çok geçmeden, devrin şartlarına ve okur yazarlık oranına göre çok yüksek sayılabilecek tirajlara ulaştı. Kafkasya, Kazan, Sibirya, Türkistan, Çin, hatta İran ve Mısır'da satıldı. Sadece Rusya Türklerinin değil bütün müslümanların meseleleriyle yakında ilgilendi. Bu aynı zamanda Dilde birlik fikrinin hayata geçmesi anlamına geliyordu.

1905 bunalımından sonra Kazan'da, Kafkasya'da, Türkistan'da ve Kırım 'da yayınlanan 35'ten fazla gazete ve dergide 'Gaspıralı dili' kullanıldı. Bu tarzda çok sayıda hikaye ve romandalar yazıldı.

Dilde birlik, dinde birlik

Tercüman gazetesi sayesinde geçmişte hayali olan Dilde birlik fikrinin yanısıra Usul-ü Cedid okulunu da oluşturan ve yaygınlaştıran Gaspıralı İsmail Bey'in 1905 İhtilali'nden sonra Rusya Müslümanlarının ittifakı gayesiyle toplanan üç kongrede de önemli roller oynadı. Eğitim meselesinin ağırlıklı olarak ele alındığı III. Kongre'de 'dil birliği' ile ilgili görüşlerini bütün Rusya Müslümanlarına resmen kabul ettirdi. (1906).

'Usul-ü cedid' hareketinin başarısı ve Ekim Manifestosu'ndan sonra müslümanların kazandığı hürriyet, öte yandan 'Müslüman İttifakı' için yapılan kongreler Gaspıralı'nın cesaretini arttırdı. Nitekim 1907'de Kahire'de bir "İslam Kongresi" toplayabilmek için büyük gayret sarf etti. 1910'da ise Hindistan'a gitti ve Bombay'daki "Encümen-i İslamiye"nin toplantılarına katılarak görüşlerini anlattı.

Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'a geldi ve büyük bir heyecanla karşılandı (1909). Birinci Dünya Savaşı arifesinde İstanbul'a tekrar gelerek Türkiye'yi savaşa girmemesi hususunda uyarmaya çalıştı.

11 Eylül 1914 Cuma günü Bahcesaray'da vefat etti. Ertesi gün muhteşem bir cenaze töreniyle, Mengligiray Han türbesi civarında toprağa verildi.

ESERLERİ:

İsmail Gaspıralı Bey’in Edebî Tenkitleri – Derleyen : Prof. Dr. Yavuz Akpınar

İsmail Bey Gaspıralı’nın Yayınları – İnci Bowman

İsmail Bey Gaspıralı’ya Dair Seçilmiş Yayınlar – İnci Bowman

İsmail Bey Gaspıralı’nın Tercüman Gazetesi’nde yazdığı makalelerden örnekler:
Avrupa Medeniyetine Bir Nazar-ı Muvazene
Lisan Meselesi
Medrese Meselesi (1)
Medrese Meselesi (2)

Şiir
Kırım

Sayfa Bülteni

Soru ve görüşleriniz için yorum yapın: