Harun Meral Yazdı; En Yakınımızda Olan, Fakat Bizim En Uzak Olduklarımız!
Harun Meral│Kasım 10, 2016
En Yakınımızda Olan, Fakat Bizim En Uzak Olduklarımız!
Türklük sadece lafta var. Nitelik olarak nedir ne değildir bilen pek yok. Türk önderlerin sadece ismi ezberlerimizde, onlar ne yapmışlar nasıl yaşamışlar, öncelikleri nelerdi bu detayları idrak edenimiz yok.
Din hurafe ve menkıbelerden ibaret hale getirilmiş. Din sadece ibadet ritüeli gibi gösterilmiş. Hayat ise tüketim de tüketim, yemek içmek uyumak ve lüks yaşamak duygusuna endeksli bir zaman dilimi gibi algılanmakta.
Tarih ise, geçmişte cereyan eden hadiselerin kronolojik çetelesi hükmünde, başka bir anlamı yok. Tarihin ruhu yok olmuş, yok edilmiş. Sanat hep nefsani duygulara hitap eden para tuzağı. Edebiyat manasız temalar ve hep laf kalabalığı.
Kof insan üretmiş sistem yıllarca. Varoluşun ve yaratılış gayesinin çok uzağında insan. Ne tam Türk ne tam Müslümanız.!
Çare ne peki.?
Kur'an ayetlerini, Peygamber sünnetini layıkıyla anlamış ve idrak etmiş olmak için ne yapmak lazım.?
Oğuz kağanı, Kürşat'ı, Dündar beyi, Melikşahı'ı anlamak için ne gerekiyor?
1071'in, 1543'ün vs binlerce yıllık tarihin ve hadiselerin manevi ruh cephesini, Kızılelmayı, Türk Cihan hakimiyeti mefkuresinin manevi anlamını iç dünyamızda yaşatabilmenin yolu nedir?
Hepimiz Müslüman ve Türk olduğumuzdan iftihar ederek kimlik ortaya koyarız.
FAKAT…!!!
Peygamberlerin değerlerini ve yaşantılarını o kadar övdüğümüz halde, Hz.Ali, Hz. Ömer ve diğer sahabelerden örnekler verdiğimiz halde, Kürşat'ı, Alparslan'ı, Fatih'i her fırsatta örnek liderler olarak anlattığımız halde, A.Türkeş'i, Atsız'ı dilimizden düşürmediğimiz halde, İbni Sina, Farabi gibi büyükleri referans aldığımız halde, onları bir türlü takip ve taklit etmeyiz.
Onları insanüstü gördüğümüzden dolayı, kendi yaşantımıza aktarmayı mümkün görmeyiz. Bence bizim problemimiz budur.
Harun Meral