Halil Konuşkan Yazdı; Ahiretten Ülke İdaresi

Halil Konuşkan│Kasım 10, 2016
Ahiretten Ülke İdaresi

Zamanın Bolşevikleri yani komünistler en çok Atatürk’e düşmandılar, Karadeniz’de boğulan yoldaşlarına türküler yakar, her fırsatta Atatürk’ü değersizleştirmeye çalışırlardı. Onlara göre Mustafa Kemal burjuvaziyi temsil eden düpedüz bir faşistti…

Gel zaman, git zaman; bazı komünistler önce Kemalist, sonra Atatürkçü, sonra da ulusalcı oluverdiler. Bugün hilafsız Atatürk’ün kurduğu ulus devletten yana tavır sergiliyorlar.

Bülent ECEVİT’in oluşturduğu “ortanın solu” yaklaşımı CHP’yi Atatürk’ten ayrı bir yola çıkarmaya çalışmış, dönemin iklimine uygun olarak kendilerine başka devrimler için yol çizmişti. Atatürk’ün devrimlerini “gardrop devrimciliği” olarak nitelendiriyorlardı.

Gel zaman, git zaman; Ecevit, bir numaralı Atatürkçü ve milliyetçi oluverdi.

Ecevit CHP’den ayrılıp “ulusal sol” söylemine yönelince geleneksel solcular CHP’de kalmış ve sosyalist enternasyonalin Türkiye mümessili olmuşlardı.

Gel zaman, git zaman; Deniz BAYKAL ile birlikte onlarda yeniden Atatürk’ü ve milli devleti keşfettiler.

Ülkücüler, milliyetçi düşünceleri gereği devamlı “milli devlet” taraftarı oldular. Ancak dönem dönem ülkücü hareketin içerisinde Atatürk’ün uygulamalarının ruhunu anlayamayıp, sözde dini hassasiyetler ve “batı taklidi” olarak kabul ettikleri uygulamalara karşı Atatürk antipatisi ile davrananları gördük.

Gel zaman, git zaman; ülkücüler gün geçtikçe dönemin şartlarını ve Atatürk’ün uygulamalarının geldiği noktayı kavramaya başladılar. Aralarında dün Atatürk’e mesafeli olanlar dahi bugün devletin kurucusunun yılmaz savunucusu oldular.

Cemaatler, özellikle nurcu olarak adlandırılan cemaatler kapalı kapılar ardında Atatürk aleyhine insan onuruna yakışmayan dedikodular yaparlardı.

Gel zaman, git zaman; sahte İslamcı iktidar ve din adına siyaset etmenin mahzurları görününce bazı nurcuların eski söylemlerini terk ettiklerine hatta laikliği savunan sözlerine şahit olduk.

Bir 15 Temmuz günü sahte İslamcı iktidarı devirmek ve ülkeyi dönüştürmek için bazı nurcuların darbe girişimine kalkışmasından sonra 16 Temmuz günü o hükümet meydanlara ve devlet kurumlarına Atatürk resmi asmaya ve kurucu devletten bahsetmeye, milliyetçilik taslamaya başladı.

Ey, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK!

Gerçi öbür aleme giden sessiz geminin seferinden geri gelen yok. Ancak, sen ne büyük bir devlet adamıymışsın ki, öbür taraftan bizim vücudu aklından önce gidenlerin ülkesine bile müdahale edebiliyorsun. İnsanlık tarihi senin gibi bir örneği görmemiştir.

Bir kere daha hakkını teslim ediyoruz.

10 Kasım Atatürk’ün vefatının 78. Sene-i devriyesi sebebiyle kendisine Allah’tan rahmet diliyor, eserleri için teşekkür ediyoruz.

Halil Konuşkan

Sayfa Bülteni

Soru ve görüşleriniz için yorum yapın: