Fuat Yılmazer Yazdı; Milli Meseleler Politik Malzeme Yapılmamalı...

Fuat Yılmazer│Ekim 27, 2016
Milli Meseleler Politik Malzeme Yapılmamalı...

MUSUL’DA KERKÜK’TE VE HALEP’TE  DE TÜRKİYE OLMALIDIR AMA İÇ POLİTAKDA PUAN TOPLAMAK İÇİN DEĞİL.

Ortadoğu’nun önemli ve özeliği nedir ki yerlisi yabancısı süzgün ve iştahlı gözlerini bu bölgeye dikmiştir? Cevabı Ortadoğu coğrafyasında her devletin kendilerine özgü çıkarları vardır. Çıkarları doğrultusunda bu toprakları yönetenleri kontrol altına alma oyununu oynarlar.

Askeri, ekonomik, siyasi anlamda gücü elinde bulunduran ve ABD’yi yöneten Yahudi kökenli insanların öncül amacı Filistin topraklarına yerleşmiş ve kalıcı olmak için her türlü insanlık dışı davranışları yapan İsrail Devletinin rahatı, huzuru ve kalıcılığının perçinlenmesini istemektir.

Ayrıca ABD’nin Ortadoğu topraklarıyla ilgilenmesinin sebepleri arasında bu coğrafyanın jeopolitik, stratejik önemi ve bu toprakların yer altı kaynaklarının özelliği ve miktarıdır.

Sadece ABD ilgilenmez bu topraklarla İngiltere başta olmak üzere bütün Avrupa ülkeleri ve Rusya devleti de ilgilidir. Tabiî ki Türkiye ve İran’ı da bu grubun içine eklemek gerekir.

Almanya; aralarında ki gizli çekişme nedeniyle İngilizlerden daha güçlü olmak, Ucuz enerji temin etmek için çalışır. Fransa’nın da amacı bu noktadadır. Enerjiden faydalanma ve Ortadoğu pazarından yararlanmadır düşüncesi. İsrail’in amacı;  vaat edilmiş toprakları ele geçirme, orada huzurlu yaşama ve bu kazanımların oluşması içinde şii Sünni ayırımı yaparak büyük savaş çıkarmaktır. Rusya ise, Ortadoğu coğrafyasın da tutunmak, bir güç oluşturmak ve Akdeniz’e inebilme düşüncesini taşır. İran’ında hayali Pers yayılmacılığı, Şii-Sünni mücadelesinde Şiilerin kazanması ve güçlü olması ve Akdeniz de önemli bir yere sahip olmayı ister. Türkiye ise; Bu bölgeye önce dün için bakar. Yani dün beraber yaşadıkları soy ve inançları düzleminden bakar/bakmalıdır. Tabi ki kendilerinin birlik ve bütünlük mevcudiyetinin korunması da ön plandadır. Burada çıkarılan petrol ve doğal gaz dan yararlanma düşüncesi de vardır olmalıdır da.

Özetle ülkelerin Ortadoğu’ya ve günümüzde önemli olayların yaşandığı Musul ve Suriye’ye bakış açıları bu yöndedir. Bu coğrafyayı ellerine tutmak veya kendi çizgilerinde gidecek bir yönetime kavuşturmak düşüncesi ABD başta olmak üzere Avrupa devletlerinin arzusudur. Onlar bu arzuların kavuşmak için yıllar önceden planlarını yapıp uygulamaya koydular. Amaçları buraları yönetmektir. Bunun en kolay yönetmeninde parçalayıp küçük devletler haline getirmek ve ülkeleri istikrarsızlaştırmaktır. Onlarda öyle yapıyorlar.

Büyük Ortadoğu Projesiı (BOP) kapsamında önce İran ve Irak ı birbirlerine düşürdüler ve 8 yıl çarpıştırarak gücülerinden önemli kayıplar vermelerini sağladılar. İki ülkenin kavga edecek takatleri kalmayınca araya girerek barış yaptırıp o öncülüğü de kimseye bırakmadılar. Daha sonra Saddamlı Irak’ı tahrik ederek Kuveyt’i işgal etmesini sağladılar. Sonra yine küçük devletlerin koruyuculuğunu yapmak bahanesi ile Saddam’a Kuveyt’ten çıkmasını istediler. Ve Irak’ın elinde Nükleer silah var gibi yapay bir gerekçe bularak Irak’ı işgal ettiler. İki aşamalı işgal sonunda Irak devletinin birliğini bozdular, iç karışıklıklar çıkmasına sebep oldular. Irak’ı üçe böldüler ve Yönetimin Şiilerin eline geçmesini temim ettiler.

Daha sonra Arap Baharı diyerek Ortadoğu’nun hemen hemen bütün devletlerinde paralı askerleri ve saf yerli unsurlarla kargaşalık çıkartıp, ülkelerin birliğini bozdular. Tunus, Mısır, Libya, Bahreyn, Cezayir, Ürdün’de büyük çapta, Moritanya, Suudi Arabistan, Umman, Irak, Lübnan ve Fas’ta da küçük çapta halk ayaklanması çıkartarak ülkelerin istikrarını ve birliğini bozdular.

Sonra Suriye’ye sıra geldi. Burada da iç karışıklıklar çıkartılar. Hem petrol hem doğalgaz birikimi, hem de İsrail’e karşı en etkili cephe olması nedeniyle Suriyelileri de birbirlerine boğazlatıyorlar.

Bu olaylar olurken Ortadoğu’nun önemli kilidi olan Anadolu coğrafyası da sıkıştı. Türkiye öngörüsü olmayan veya birilerinin çizdiği yolda bilerek veya bilmeyerek giden AKP yönetimi yüzünden Suriye’yi karıştırma hata işlendi. Yine o zamanlara denk gelecek şekilde bölücü örgüte Açılım politikası uygulayarak semirmelerine sebep olundu.

Daha sonra uyandılar veya uyandırıldılar. Tavşan yamaca geçmek üzere iken silkinip  sınırlarımızı ve birliğimiz korumak için ÖSO nu desteklemek adına Suriye topraklarına girdiler.

Bu arada Musul’u DAEŞ’den temizleme olayı patlak verdi.  Şimdi de Musul meselesine müdahil olmaya çalışmaktadırlar.

Bölge, Irak ve Suriye sınırımız bizim için çok önemlidir. Bu sebeple Irak ve Suriye sınırımızın güvence altına alınmalıdır. Bölücü terör örgütü PKK ve yan kuruluşları olan PYD/YPG, DAEŞ tehlikesinden kurtarılmalıdır. Musul’a, Kerkük’e, Telafer’e, Halep’e yardımcı olmak hem tarihi hem de güvenliğimiz gereğidir. Bunun için yapılacak ve yapılması düşünülen hamleler çok düşünülerek atılmalıdır.

Ha birde dış politika sokak kabadayısı ağzıyla yapılmaz. Kararlılığını, kızgınlığını, ilgilendiğin konu da her türlü riski göze aldığını anlatmanın diplomatik lisanı da mevcuttur.

Türk’ün ve Türk devletinin ebed müddet olması dileği ile…

Fuat Yılmazer

Sayfa Bülteni

Soru ve görüşleriniz için yorum yapın: