Etrüskler, Etrüsk Türkleri

Bulunabilen izleri M.Ö. 1200 den başlayan ve M.Ö. 396 da Romalıların Veii şehrini ele geçirmesi sürecinde yıkılan Etrüskler, Orta İtalya’da bugünkü Toskana bölgesindeki nüfusun kökeni ve sonrasında Etrüsk’ün küllerinden kurulan Roma İmparatorluğu’nun asal öğesini teşkil eden halk. İtalyanlar Türklere Turki diyorlar. Latinler Etrüskler’e Tuski (Tusci) derlerdi… Sonra Tusci Tosca olmuş, Toskana adı da Etrüskler’in yaşadığı yer için kullanılmıştır. Günümüze kadar gelen ve son yıllarda genetik bilimsel araştırmalarla da doğrulanan geniş kabule göre Etrüskler Anadolu’dan İtalya’ya göç etmişler.

Etrüskler’in İtalya’ya göçüyle ilgili varsayımlar ve yorumlarımız
1- Herodot’a göre Lidya’dan kıtlık nedeniyle göçmüşler. Lidya Anadolu’da Tunç Çağı’nın sonlarından başlayarak M.Ö. 6. yüzyıla kadar hüküm sürmüş bir uygarlık. Kral Atys yeterli beslenemeyen halkı ikiye ayırmış. Yarısının başına oğlu Tiranus’u geçirerek Batıya göç ettirmiş. Göç etmeyenlerin başında kendisi kalmış. Tiranus bugünkü Tiran denizine adını veren devlet adamı. Kimilerine göre göçün Truva (Troy) ile ilgisi var, göç nedeni Yunanlıların Truva’lılara ve Lidya’lılara yaptığı saldırılardır. Homeros’a göre Truvanın düşüşü M.Ö. 1250 – 1200 arasında olmuştur. Bu varsayıma göre göçün kaynağı sadece Ege’dir.

2- Etrüsk dilinin Lidya dili ile benzerliği yoktur. Tanrıları, kurumları ve yasaları farklıdır. Etrüskler Lidya kökenli değildir. Bunu iddia edenlerin başında Halikarnaslı (günümüz Bodrumu) tarihçi Diyonizos gelmektedir. Her ne kadar Diyonizos bu görüşlerini Roma’nın, medeniyetini yabancılardan aldığı fikrini çürütmek için öne sürmüşse de bu teori tesadüfen son zamanlarda yapılan genetik araştırmalara oldukça uymaktadır. Genetik izler Batı Anadolu’dan çok Orta Anadolu ve Kafkasları göstermektedir.

3- Bazı Batılı bilim adamlarına göre göçün kaynağı Ege-Anadolu’dur. Göç Anadolu üzerinden olmuşsa da, kaynak Batı Anadolu değildir; Etrüskler’in ataları Ege, Anadolu ve Kafkasya civarında yaşıyordu. Bu teori son zamanlarda yapılan genetik araştırmalara oldukça uymaktadır. Buna göre Etrüskler Kafkasya’dan Orta Anadolu’ya ve Orta Doğuya, Orta Anadolu’dan Ege’ye oradan Limni’ye, oradan da günümüz İtalya’sına göç etmiş olabilirler.

4- Bazı Macar araştırmacılara göre, göçün kaynağı Orta Asya’dır. Bunda doğruluk payı olabilir. Etrüskler Kafkasya’ya Orta Asya’dan gelmiş olabilirler.

5- Yeni genetik araştırmaların teyit ettiği gibi göç ya Alpler üzerinden (günümüz Bavyerası/Güney Almanya) olmuştur, ya da Etrüsklerin bazıları ilk göç sırasında veya Romalılarla savaşları sırası/sonrasında Alplere göç etmişlerdir. İlerleyen bölümlerde görüleceği gibi Etrüsklerin haplogrup (DNA’ları) yoğunlukları İsviçre Alplerine kadar uzanmakta sonrasında sönümlenmektedir.

6- Son genetik araştırmalara göre Etrüsklerin ataları Anadolu’dan M.Ö. 7000-3000 arası ayrılmışlardır. Bu konudaki yorumlarımızı yazımız sonunda.

Etrüsk dili
Etrüsk dilinin o zamanlar İtalya’da Hint-Avrupa dilini konuşan komşularının ve özellikle Kuzey Batı komşuları Keltlerin dilleriyle ilgisi yoktur, hece eklemeli bir dildir. Bilindiği gibi dünyada yalnızca Ural-Altay dilleri eklemeli yapıya sahiptir. Türk dilleri de Ural-Altay grubuna aittir.

İlk Türkçülerden ve Ankara Hukuk Fakültesinin kurucu hocalarındanÇarlık Rusya’sının Duma üyesi Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi eski milletvekili Kazan Türklerinden Sadri Maksudi Arsal’ın kızı St. Petersburg doğumlu (1912-1992) ilk Türk kadın diplomatı, akademisyen yazar Adile Ayda, İtalya’da çok uzun zaman Türkiye elçisi-müsteşarı olarak bulunmuş ve orada topladığı malzemelerine dayanan “Etrüskler Türk mü idiler? Ankara 1974” kitabında Türkçe ve Etrüskçe arasındaki söz benzetmelerini göstermiştir. Ayda’ya yazımız sonunda döneceğiz.

Şehirleri yıkılmış sonra da mezarları soyguncular tarafından talan edilmiş Etrüskler’e ait ilk yazılı belgeler 1780’de bulundu. 1962’den beri Ön Türkler’le ilgili araştırmalar yapan Haluk Tarcan’a göre Etrüsk yazıları Ön Türklerde görülen sağdan sola tamga/damgalarla sembollendirilmiş ve her damganın ayrı bir kavramı ifade etmiştir. Tarcan, Etrüskler’le ilgili olarak Etrüsk yazıtları okuyan Doğu Türkistan doğumlu Kazak araştırmacı Kazım Mirşan’ın eserlerinden de faydalandı. Mirşan’ın 42 eserini okuyan ve yazılanlarla arkeolojik kazılarda ortaya çıkanları karşılaştıran, Tarcan, “Eğer Orta Asya’da konuşulan Türkçe’yi bilmezseniz Etrüsk dilini çözemezsiniz. Orada tam 39 farklı lehçe var. Avrupalı araştırmacılar bu nedenle yıllarca Etrüsk yazılarını okuyamadılar. Çünkü Latin harfleri gibi okumaya kalktılar. Biz bulunan yazılı eserleri çözümledik. Türkçe karşılıklarını bulduk” diyor.

Türklerler benzerlikleri
Haluk Tarcan’a göre, Roma Vulci mezarlığında bulunan Etrüsk resimlerinde Türkler’deki meclis ve karar verme organlarının benzeri görülüyor. Mecliste reisin yanında karısının olmasını da önemli bir işaret. Demek ki toplumda kadına değer verilir ve hükümdar ülkeyi eşi ile birlikte yönetirdi.

Etrüsk kadın ve erkekleri Eski Türklerde rastladığımız giyim kuşam ve saç şekline sahiptiler. Kadın heykellerine bakılırsa, genç kız ve kadınların saçlarını, Türkmen kızlar gibi, incecik örgüler halinde omuzlarına bıraktıkları anlaşılıyor. Erkekler de Yunan modasının tesirinden önceki devirde, Eski Türkler gibi uzun saç bırakırlardı. Bu uzun saç üzerine, yine Eski Türkler gibi tepesi sivri bir başlık “tutul”(us) yani bir nevi külah giyerlerdi.

Etrüskler cesur, savaşçı, binicilikte usta bir kavim olarak bilinir. Bu size bir yerden tanıdık geldi mi?
Sanat eserlerinde hayvan motiflerinden ilham almışlardır. Etrüsklerde soylarını kurda dayandıran bir düşünce mevcuttu. Türkler Ergenekon’dan çıkarken yolu gösteren Ergenekon destanındaki bozkurt, Türklerin Doğuş/Türeyiş efsanelerindeki dişi kurt Asena gibi Etrüsklerin de Roma’nın kurucuları Romus ve Romulus’u dişi bir kurt emzirdiği inancı vardır.3572827
Etrüskler de Türkler gibi inşaatçı bir toplumdur. Agra, İsfahan, Şam, Lahor Türklerin bu yeteneğine tanıklık etmiş kentlerden yalnızca birkaçıdır. 12 siteden kurulu siyasi bir birlikleri, senelik siyasi ve dini kurultayları vardı.

Herodot’un yanı sıra pek çok tarihçi de Etrüskler ile özellikle Truva başta olmak üzere Anadolu uygarlıklarının adetleri arasında bağ kurmaktadır.

Heredot’a göre Etrüsklerin batıya göç ederlerken başlarında bulunan Tiranius ve adını verdiği Tiran denizi ile “Turan” arasında bir bağlantı olabilir mi? Turan Türkistan topraklarının eski adı, Etrüsk mitolojisinde ise güç tanrıçası.
Türklerle İtalyanların gerek fiziksel, gerekse karakter özellikleriyle birbirlerine çok benzedikleri hep konuşulur. Hatta Akdenizli bu iki ülkenin insanları hiç tanışmasalar da 40 yıllık dost gibidir. Bunlar, şimdiye kadar nakletmeye çalıştığımız iddialar ve benzerleriyle doğrulanmaya çalışılırdı, ancak bütün bunlar yetersiz kalır ve sonuçta denirdi ki: “…ne de olsa her iki millet de Akdenizli, sıcak kanlı.” Ancak artık bunun yerini gelişmiş olan genetik bilimi aldı.

Artık genetik bilimi konuşuyor
Çok sayıda İtalyan genetik bilimciler son yıllarda Etrüsklerin soylarını yoğun biçimde araştırdılar ve İtalyan-Türk yakınlığı genetik bilimiyle de artık gün yüzüne çıkarıldı.

Not: Haplogrup gibi burada konu edilen bazı genetik terimleri ayrı bir yazımızda oldukça basit bir dille açıklanmaya çalışılmıştır.
İtalya Ferrara Üniversitesinden genetik bilimci Guido Barbujani’nin yürüttüğü Cristiano Vernesi, David Caramelli, Isabelle Dupanloup, Giorgio Bertorelle, Martina Lari, Enrico Cappellini, Jacopo Moggi-Cecchi, Brunetto Chiarelli, Loredana Castrı, Antonella Casoli, Francesco Mallegni, Carles Lalueza-Fox tarafından yapılan araştırmalarda 10 farklı Etrüsk nekropollerindeki (arkeolojik şehirlerde mezarlıkların ve toplu mezar yerlerinin bulunduğu bölge) M.Ö. 7. ve 3. yüzyıllarda yaşamış 80 adet iyi korunmuş Etrüsk iskeletlerinden alınan mitokondriyal DNA’lar günümüze ait çeşitli toplulukların genetik veri tabanları ile karşılaştırılmış, Etrüsk ve Türk gen havuzlarındaki benzerlik müşahede edilmiş, özellikle Etrüsklerin gen havuzundaki Türk unsuru diğer halklara göre üç kat fazla çıkmıştır. Etrüsklerin günümüzde İtalya’da yaşayan toplumlarınkiyle uyuşmadığı Türklerle genetik bağlantılı oldukları sonucuna varılmış, Etrüsklerin bugünkü Türkiye topraklarından İtalya’ya göç ettiklerini doğrulanmıştır.

Kimilerince alınan örneklerin kontamineli olduğu öne sürüldü. Ancak kontamine olabilecekler araştırma dışında bırakıldığında kalan 30 örnekte de sonuç değişmedi. Araştırma raporunun tamamı aşağıda Kaynaklar (1)’de bilgileri verilen Amerikan İnsan Genetiği Dergisinde yayınlanmıştır. Rapor literatürde “Vernesi ve diğerleri” diye geçmektedir.

Bundan sonra Torino Üniversitesi’nden genetik bilimci Alberto Piazza liderliğinde 4 yıl süresince yapılan Y-kromozomlar üzerinde çok yönlü araştırmaların sonucunda Etrüsk’lerin Anadolu’daki aşırı kıtlık nedeni ile toplu halde Lidya’dan önce Limni Adası’na ve buradan da deniz yoluyla Orta İtalya’da ki Toskana bölgesine göç ettikleri ortaya çıkarılmıştır.

Araştırmayı yürüten genetik uzmanı Prof Dr. Alberto Piazza Fransa’nın Nice kentinde ki Avrupa Toplumları Kongresinde: Orta İtalya’da Toskana bölgesinde Etrüsklerin odaklandığı üç kasaba Volterra, Murlo, ve Casentino’da toplam 263 kişinden alınan kanın DNA testlerinin daha sonra Türkiye, Kuzey İtalya, Güney Balkanlar, Sicilya Adası, Sardunya Adası, Limni Adası, Orta Doğu, Avrupa, Güney İtalya topraklarında yaşayanların toplam 1264 DNA sı ile karşılaştırıldığını ve en yakın olarak Türkiye’de yaşayanlarla eş değerde bulunduğunu, özellikle Murlo’daki bir değişik genetik biçiminin sadece Türkiye insanlarıyla paylaşılmış olduğunu, testlerde 5 kişinin DNA’sının Lidya bölgesindekilerle tıpa tıp, aynen uyduğunu anlattı. Piazza gönüllü olarak bu kasabalarda kan veren ve en az üç nesildir Toskana topraklarında oturanların DNA’larının İtalya’daki ve Balkanlar’daki diğer bölgelere oranla Lidya bölgesindekilere çok daha yakın olduğu bulgusuna ulaştıklarını ve Bodrum doğumlu ünlü tarihçi Heredot’un varsayımının doğru olabileceğini ifade etti. Piazza daha önce Ferrara Üniversitesinde 30 Etrüsk mezarından alınan DNA’ların araştırıldığı ve buna benzer bir sonuçla bu uygarlığın köklerinin Anadolu’da filizlendiğin ortaya çıktığını hatırlatarak (bkz yukarıda ayrıntılarını verdiğimiz araştırma) “Özellikle Etrüsklerin yoğun yapılandığı ve yaşadığı Siena’ya bağlı Murlo kasabasında yaşayanların DNA testlerinin sonuçlarına göre kanlarında normal bir İtalyan’dan çok Türk kökenlilerinkine benzer kanların bulunduğuna rastladık. Bu bakımdan tezimizin yüzde yüz olmasa bile buna yakın doğru olduğuna inanmaktayız.” dedi. Araştırmada Limni ile genetik bağ tesbit edilememiştir.

Piazza’nın yürüttüğü bu araştırmalara katılmış olan Pavia Üniversitesinden genetik bilimci Antonio Torroni ve arkadaşları, Toskana’daki kadınların mitokondriyal DNA’larının (mtDNA – anneden gelen) Türkiye’deki kadınların mtDNA’ları ile yakın bağlarını ortaya çıkarmışlardır. Araştırma raporunun tamamı aşağıda Kaynaklar (3) bölümünde verilen Amerikan İnsan Genetiği Dergisinde yayınlanmıştır. Rapor, literatürde “Achilli A, Olivieri A, Pala M ve diğerleri” diye geçmektedir.

Toskana’da bulunan haplotipler Orta Anadolu, Orta Doğu ve Kafkas halklarıyla örtüşmüştür
Piancenza Üniversitesinden genetik bilimciler Marco Pellecchia and Paolo Ajmone-Marsan’ın araştırmaları 6 İtalyan sığır türü mtaDNA’larının İtalya’daki başka yerlerde ve Avrupa’dakilerden farklı olduğunu, genetik olarak Balkanlar, Anadolu ve Orta Doğu sığırlarına benzediğini ortaya koymuştur. Bu sığırlardan 4 türü (Chianina, Calvana, Maremmana and Cabannina) Toskana ve Doğu Ligurya bölgelerine aittir. Cinisara ve Rendena türleri Türk ve Güney Anadolu türlerine benzemektedir. Araştırma, hayvanların Etrüsklerle birlikte Türkiye’den getirildiğini ortaya koymuştur. Araştırma raporunun tamamı aşağıda Kaynaklar (8)’ de verilen süreli yayında yayınlanmıştır.

Günümüzde İtalya ve Türkiye genetik haritaları
Not: Haplogrup gibi burada konu edilen bazı genetik terimleri ayrı bir yazımızda oldukça basit bir dille açıklanmaya çalışılmıştır.
Y-DNA_J2
Y-DNA _ J2 _ M 172 Haplogrubu
J2 – M172 haplogrubu
Yoğunluk olarak İtalya, Türkiye, Kafkasya, Azerbaycan, Orta Doğu, Mezopotamya’ya aittir.
Y-DNA_ J2a4b-M67 haplogrubu
Y-DNA_ J2a4b-M67 haplogrubu
J2a4b – M67 haplogrubu
Yoğunluk olarak İtalya, Kafkasya, Hazar ve Marmara kıyıları, Anadolu’ya aittir.
J2’nin yoğun bulunduğu yerler: Kafkasya’da, İnguş %88, Çeçen %56, Azeri %30, Gürcü %27, Kumuk %25, Ermeniler %22, Kıbrıs %37, Girit %34, Kuzey Irak %28, Lübnan %26, Türkiye %24 (Daha çok Marmara ve İç Anadolu bölgesinde), Yunanistan %24, İtalya %23, Arnavutluk %20, Yahudiler %20-25.
J2 ve J2a’nın İtalya’da yüksek oranda bulunmasının nedeni Anadolu’dan gelen Etrüsklerdir.
G2 – P287 Haplogrubu
Haplogrup G2a (Kaynak: Eupedia)
P287 mutasyonu ile tanımlanır. Menşei Anadolu-günümüz Türkiye’sidir. Ancak tarihi bilinmemektedir.
Günümüzde G2 sıklığı Avrupa’da, Kafkasya’da, Azerbaycan’da ve Anadolu’da görülmektedir. Merkezi İtalya’da yoğunlaşmakta İsviçre Alplerine yayılmaktadır. Bu grup muhtemelen Etrüsklerle akrabadır.

Etrüsklerin atalarının göçü
Kuman – Kıpçak Taşneneleri

2013 de yayınlanan Silvia Ghirotto, Francesca Tassi, Erica Fumagalli, Vincenza Colonna, Anna Sandionigi, Martina Lari, Stefania Vai, Emmanuele Petiti, Giorgio Corti, Ermanno Rizzi, Gianluca De Bellis, David Caramelli, Guido Barbujani adındaki genetik bilimcilerin araştırdıkları iki Etrüsk nekropolindeki 14 mezardaki kalıntıların mtDNA’ları Etrüsklerin atalarının Anadolu’dan (M.Ö. 7000-3000 arası) ayrıldığını göstermiştir. Bu, Neolitik çağda Avrupa’da avcı-toplayıcı topluluklar yaşarken Anadolu’dan ve Orta Doğu’dan gelenlerin tarımı başlattıkları varsayımına da uymakta olup, genetik araştırma raporunda da belirtilmiştir. Söz konusu varsayım Avrupa’ya tarımın Anadolu ve Yakın Doğu’dan gittiğine ilişkin yazımızda açıklanmıştı:

Anadolu ve Azerbaycan'da bulunan taşbabalar
Araştırmanın detayları Kaynak (14)’de görülebilir. Anadolu’dan ayrılma sonucu Anadolu ile genetik bağın olmadığı, daha çok Alpler bölgesiyle olduğu ifade edilmektedir. Ancak, şekilde Kafkasya, Ege, Doğu Akdeniz ve Orta Asya ile genetik bağ olduğu görülmektedir yani Ön Türkler – Etrüskler akrabalığı bir şekilde devam etmiştir.

O halde Etrüskler neyin nesidir?
Daha önce bahsettiğimiz diplomat, akademisyen yazar Adile Ayda “Etrüskler (Tursakalar) Türk idiler, 1992, Ankara” kitabında birçok tarihçi yazara atfen Etrüsklerin Pelasg adlı bir kavme mensup olduklarını açıklamıştır:
Pelasglar kuzeyden gelmiş bir kavimdir. Bu ya Yunanistan’ın, ya da Karadeniz’in kuzeyinden geldikleri manasına gelir.
Bu kavim durmadan yer değiştirirdi, yani göçebe idi.

Pelasglar oturdukları bölgelerin veya kendilerini yöneten başbuğun adına göre kolayca ad değiştirirlerdi.
Pelasglar inşaatçı ve imarcı bir millet idiler. Atina’ya hakim oldukları sırada, orada öyle bir duvar meydana getirmişlerdi ki, bunun bir parçası asırlara meydan okumuştur.
Pelasgların komşu milletler açısından pek hoş olmayan bir adetleri vardı: o da kız kaçırma şeklinde başka milletlerin kadınları ile evlenmeleri idi.

Yukarıdaki beş noktaya Yunanlı tarihçiler tarafından işaret edilmeyen, fakat Limni Yazıtlarının teyit ettiği ve binlerce Etrüsk lisanı ile Pelasg lisanının birbirine benzetilmesinden çıkarabileceğimiz şu noktayı da ilave edebiliriz: Pelasglar, Hint-Avrupa dil ailesine mensup olmayan, agglutinatif ve ses uyumuna tabi bir dil konuşurlardı. Bu da bize Türkleri, Finleri ve Moğolları işaret ediyor”

Sonuç
Türkler ve İtalyanlar nasıl ortak genlere sahip olmuşlar?

Türklerin atalarının Ön Türkler olduğu kabul ediliyor. Buna diğer sayfalarımızda ayrıntılı olarak değindik. Ya İtalyanların ataları?

1) Avrupa’ya göç eden, avcılıkla-toplayıcılıkla karınlarını doyurmakta olan Taş Devri insanlarına tarımı öğreten Ön Türkler, Etrüsklerin ataları, M.Ö. 7000-3000 arasında (daha kesin zaman şimdilik belirlenememiştir) Balkanlara oradan Alplere göç etmişler. Göç edenlerin İstanbul’daki Marmaray kazıları sırasında deniz seviyesinin yaklaşık 7 metre altında bulunan ve MÖ 6300’lere tarihlenen yerleşim ile ya da Çanakkale Boğazı’nda Erenköy beldesinin hemen altında Karanlık Liman bölgesi kıyısında bulunan MÖ 5000’lere tarihlenen yerleşim ile ilgileri de olabilir. Türklerin ilk ortaya çıkışı Alplerde Alpinler adıyla meydana gelmiştir.

Bu konu bir başka yazımızda anlatılmıştı. Okumak için lütfen tıklayın. Alpinler M.Ö. 1200’lerde ya da daha önce İtalya’ya inerek Etrüsk devletini kurmuşlar. Genetik izlere bakılırsa Orta Asya kökenli olup Kafkaslar-Azerbaycan’dan kalkıp, Anadolu ve Trakya üzerinden veya Karadenizin Kuzeyinden geçmiş olan İskitler/Sakalar olmaları mümkün.

2) M.Ö. 1200’lerde ya da daha önce Anadolu’dan İtalya’ya deniz yoluyla gidip Etrüsk devletini kuranlar Ön Türkler. Bunlar Ege’nin karşı tarafından Akalardan gelen saldırı ve işgallerden kaçan Turşalar’da denilen Truvalılar ve/veya Lidyalılar. Genetik izlere bakılırsa takip ettikleri rota Limni, Kuzey Afrika, Tiran denizi üzerinden Sardunya, Korsika ve Batı İtalya.

3) Kuzeyden inenler ve deniz yoluyla gelenler, ortak genler taşıyordu ve muhtemelen akraba dilleri konuşuyorlardı. Ya müştereken Etrüsk devletini kurdular ya da bir kavim diğerini asimile etti.

Son söz
Türklerin Anadolu’ya gelişinin 1071 olmadığını birçok yazılarımızda açıkladık. Bu da bir başkasını teşkil etti. Türk dünyası muhteşem bir alem. İçine girdikçe insan hayretler içerisinde bırakacak derecede.

Kaynaklar:
(1) The Etruscans: A Population-Genetic Study. The American Journal of Human Genetics. April 2004. No. 74. Cristiano Vernesi, David Caramelli, Isabelle Dupanloup, Giorgio Bertorelle, Martina Lari, Enrico Cappellini, Jacopo Moggi-Cecchi, Brunetto Chiarelli, Loredana Castrı, Antonella Casoli, Francesco Mallegni, Carles Lalueza-Fox, Guido Barbujani. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC1181945/.
(2) Origin of the Etruscans: novel clues from the Y chromosome lineages, European Journal of Human Genetics, vol. 15, Supplement 1 (June 2007), p.19 (Abstract of paper read at the 39th European Human Genetics Conference in June 2007); Alberto Piazza ve diğerleri.
(3) Mitochondrial DNA Variation of Modern Tuscans Supports the Near Eastern Origin of Etruscans. The America
VIDEO:https://www.youtube.com/watch?v=CiMuxAsm0Tg

Sayfa Bülteni

Soru ve görüşleriniz için yorum yapın: