Edebiyat Akımları: Dadaizm
Sanattan siyasete kurulu her düzeni anlamsız bularak yıkmaya çalışan sanat akımının adıdır. Taraftarına Dadaist denir. Dedaistier dil ve estetik kurallarını biryana iterek, başı boş bir yol tutmuşlardır.
Dadaizm 1916 yılında ortaya çıktı. Zürih'te Cafe Tezrass'ta Romen asıllı Tristan Tzara, Huns Arp, Georges Ribemont Dqessqnes gibi arkadaşları arasında bir anlam taşımayan "dada" kelimesinin ortaya atmış ve bu kelime her şeye başkaldırısın ismi olmuştur.
I. Dünya Savaşı'nın yol açtığı çöküntü ve inanç buhranının tesiri altında gelişen daizm, kişiyi, aklın sağladığı her türlü sistemden, sanatın bütünlüğünü sağlayan ölçüden, toplumu inanç, gelenekv e ahlâk anlayışından uzaklaştırmak ister. Eski olan her şey yıkılmalıdır.
Dadaister, devamlı şüphe içindedirler; hiçbir şeyin doğruluğuna ve varlığına inanmazlar. Aklın bir kıymeti yoktur.'Düşünceye ve şuurlu tavra karşıdırlar. Kendilerinden önce oluşan bütün edebiyat akımlarını mizah yollu alaya alırlar.
Dadaistler estetik kaygusu taşımazlar. Sanatta dil, şekil, kafiye uyumunda hiç önem vermedikleri gibi, bu uyumlardan uzaklaştıkça "yapılan şeyin" daha da kıymet kazanacağını savunurlar. Gülünç, kaba ve bayağı her türlü saçmalığı ön plana çıkarırlar. Dadadizmin önemli temsilcilerinden Francis Picabia kendilerini şu cümlelerle anlatır: "Ne yaptığımızı anlamıyorsunuz değil mi? Aziz dostlar, onu biz sizden daha az anlıyoruz. Ne saadet değil mi? Hakkınız var! Bir defa daha Papa ile uyumak isterdim! Yine mi anlamıyorsunuz? Ben de anlamıyorum, ne kadar hazin bu!"
Dadizmin öncüsü Tristan Tzara "Gerçek dada, dadaya karşıdır" diyerek felsefelerini ortaya koyar.
Savaş sonunda 1919'da Paris'e giden Tristan Tzara'nın çevresine toplanan Breton, Soupault, Peret, Aragon dadadizmi 1922'ye kadar sürdürdüler. Bu tarihten sonra dadazm yerini sürralizme bıraktı.