Dokumacılık Sanatı

Dokumacılık Alm. 1. Weberei (f), 2. Webwaren-handel (m), 3. Textilindustrie (f), 4. Webkunst (f), Fr. 1. Profession (f) ou etat (m) de tisserand (m), 2. Textile (m), İng. Textile industry. Kumaş dokuma işi veya dokuma ticareti. Kısas-ı Enbiya’da dokumacılığın ilk yaratılan insan hazret-i adem’den beri temel sanatlardan olduğu bildirilmektedir. Bu ve diğer dini kaynaklarda, Kur’an-ı kerim ve hadis-i şeriflere dayanılarak verilen bilgilerde, hazret-i adem’e iman edenlerin şehirlerde yaşadıkları, okuma, yazmayı bildikleri, demircilik, iplik yapma, kumaş dokuma, çiftçilik ve ekmek yapma gibi sanatlarla uğraştıkları uzun açıklanmaktadır. Yapılan arkeolojik kazılarda, Mısır ve Peru’da bulunan resimlerden, eski dokumacılık ve kullanılan çeşitli aletler hakkında değişik bilgiler bulundu. Dünyanın çeşitli yerlerinde türlü şekilde kullanılan dokumacılığın gelişmesi, kullanılma şekil ve biçimleri farklı olmuştur. Zaten çok eski devirlere ait elde fazla bilgi yoktur. Yalnız daha ziyade kadınların uğraştığı bir sanat olarak kabul edilmektedir.

Avrupa’da bu sanatın gelişmesi ortaçağdan sonra olmuştur. İlk önce Bizans’ın sonra da Müslümanların bu gelişmede önemli tesirleri görüldü. Ortaçağ boyunca Avrupa’da ilkelliğini muhafaza eden dokumacılık 13. yüzyılda gelişmeye başladı. Şaftlı dokuma tezgahının yapılması hem daha seri hem de desenli kumaşların yapılmasına imkan sağladı. Tezgahlar üzerindeki çalışmalar rönesanstan sonra hızlandı. Amerika’da koloniler devrinde dokumacılık ev sanatı olarak gelişmişti. On sekizinci yüzyılda dokuma makinalarının yapılması el sanatından bugünkü dokuma endüstrisine geçişi sağladı. Makinalaşmada görülen yenilikler dokuma sanayiinde de oldu ve günümüzün dev tekstil fabrikaları kuruldu. Bugün toplumun her çeşit ihtiyaçlarını karşılayabilecek kalite ve desene sahip kumaşlar, seri olarak dokuma makinalarında üretilmektedir. Bütün bu teknik imkanlara rağmen el tezgahlarında dokunan halı, ipek, kadife ve masa örtülerinin kalitesi daha üstün olmaktadır.

Dokuma: Bir kumaşın dokunabilmesi için önce iplikleri hazırlanır. Dokumanın kalitesi en başta ipliğe bağlıdır. İpliklerle çözgüler hazırlanır. Bunlar uzunlamasına ipliklerdir. Günümüzde otomatik makinalara gerilir. Bunların bir altından bir üstünden geçecek şekilde mekikle yanlamasına atkılar geçirilir. Atkıları, tarakla sıklaştırmak suretiyle dokumanın sık ve düzgün olması sağlanmış olur. Seri halde devam eden bu hareketle süratle kumaş dokunur. Eskiden bir makinaya bir işçi gerekirken, bugün 30-40 makinaya bir usta kafi gelmektedir. Dokunan kumaşlar düz veya desenli olabilir. Düz dokunan tek renkli kumaşların çözgü ve atkısı aynıdır. Desenlilerde ise çözgüde deseni veren ayarlama yapıldıktan sonra atkıda başka renk olabilir. Bu başka renk olan atkı kumaşa ayrı bir desen verir. Bir de düz dokunup üzerine baskı suretiyle çeşitli renkler verilen kumaşlar vardır. Kumaşlar kullanılan ipliğe göre; yünlü, pamuklu, ipekli, keten, dokuma diye ayrılabilir. Bunların tezgahlarının yapılışları esasta aynı olmasına rağmen bazı hususlarda farklılık gösterirler.

Dokuma tezgahları: İlk önceleri iptidai şekilde olan tezgahlar zamanla geliştirildi. İlk önceleri dokumanın mekik aralığından geçirilmesi için iki kişinin çalışması icab ediyordu. John Kay, dokumacının bir ipi çekip bir sürücüyü çalıştırma tekniğini geliştirdi. Böylece mekiğin öteki yana geçmesi kolaylıkla sağlanıyordu. Fakat değişik insanlar değişik şekilde çalıştıkları için mekikle tezgahın diğer parçaları arasındaki uyumlu çalışma tam sağlanamadı. On dokuzuncu yüzyılda bu çalışma gerçekleştirildi. Günümüzde dakikada 200 atkı hızı aşkın tezgahlar yapılmıştır.

Dokuma sanayiinde bugün üç çeşit tezgah kullanılmaktadır. Bunlar; el tezgahları, otomatik ve mekiksiz tezgahlardır.

El tezgahları: Tek veya belirli sayılarda atkı atılarak dokunması gereken dokumaları otomatik makinalar dokuyamaz. Bunun yanında ucuz ve her yerde kullanılır olması da bunların tercih sebebidir. Bunlar, takım tezgahlarında yapılmış olup, eskilerinden çok düzgündürler. Mekiğin içindeki masuradaki iplik bir alttan bir üstten giderek atkı işi rahatça yapılır. Güvenilir ve temiz olmasından dolayı el tezgahları ve el dokumacılığı artmaktadır.

Otomatik tezgahlar: Bugün kullanılan tezgahların çoğunluğu bu cinstir. Masuradaki atkı otomatik olarak gidip gelmektedir. Buradaki esas özellik mekikteki iplik bitince, mekik kutusundaki yenisinin otomatik olarak dokumaya devam etmesidir. Burada dokuma işlemi hiç kesilmez. Tezgahlardaki mekanik, elektriki ve optik düzenlemeler, mekikteki ip bitince yenisinin hemen devreye girebilmesini temin edecek şekilde yapılmışlardır. Gevşek ve sarkık kısımlar dokumayı bozmasın diye hava emişli parçalar çalışarak onları düzene sokar.

Mekiksiz tezgahlar: Dokuma tezgahlarının çalıştığı yerlerde gürültü çok olur. Özellikle mekiklerin gidip gelmesi normal konuşmayı işittirmiyecek kadar ses yapar. Mekiklerin olmaması gürültüyü oldukça azaltır. Bu cins makinaların sessizliği yanında hızlı çalışmaları da ayrı bir üstünlüktür. Yalancı mekikli, oklu ve sıvı püskürtmeli olanları vardır. Bu atkı masuraları, makinanın yanında bulunur. Bunların en yenisi sıvı püskürtmeli olandır. Bu tezgahlarda argaç aralığında atkı hariç hiçbir şey bulunmaz. Argaç aralığından atkı, hava veya su ile püskürtülerek geçirilir. Bu iş için kullanılan püskürtme gücü kafi gelmediğinden, ipin gevşek tutularak gerilmeden hareket etmesini sağlayan aletler de konulur. Su püskürtmeli sistem daha verimli olmasına rağmen, bu usul su geçirmez dokumalar ve paslanmaz madenden yapılan tezgahlarda kullanılır.

Türkiye’de dokumacılık: Selçukluların Anadolu’ya hakim olmalarından sonra dokumacılık sanatında önemli bir gelişme görülmüştür. Denizli’deki altın telli dokumaları, Adana ve Sivas’taki pamuklu dokumalar, çeşitli yerlerdeki halı ve kilim dokumaları o devrin en güzel örnekleridir. Ayrıca Bursa ve Bilecik’teki pamuklu, iplikli, çatma yapımı da ileri seviyedeydi.

Osmanlı Devletinin kurulması ve kısa zamanda gelişip memleketler fethetmesi dokuma sanayi üzerinde de etkili olmuştu. Özellikle orduların gün geçtikçe artması, asker sayısının çokluğu, ordunun giyim ihtiyacını karşılayabilecek bir dokuma sanayiinin gelişmesine yol açmıştı. Şam, Adana ve Halep’te dokunan çeşitli kumaşların yanında Bursa’da da zamanın en güzel kadifeleri, renk renk bezler, peştamallar, fitiller, ibrişimler, çanta nakışları dokunurdu. Malatya’nın renkli Malatya bezleri, Diyarbakır’ın kırmızı bezi, Ankara’nın sofu, Kütahya, Uşak ve Kula’nın halıları imparatorluğun bütün ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumdaydı. Bu devirde Avrupa’dan üstün olan Osmanlı dokuma sanayii, üstünlüğünü 18. asra kadar devam ettirdi. Bu yüzyılda Avrupa’daki makinalaşmanın yurdumuza sokulup gelişmeden istifade etme gayretleri Üçüncü Selim ve Abdülaziz Han zamanında görülmüşse de, bu ancak 19. yüzyılın ikinci yarısında mümkün olabilmiştir. Bursa ve Lübnan’da ipek, Adana, Tarsus, İzmir’de pamuk ipliği, Afyon ve İzmir’de halı ipliği fabrikaları kurulmuştur. Bunlar özel teşebbüse ait olup, devlet eliyle sadece İzmit, Feshane, Hereke ve Bakırköy fabrikaları kurulmuştur.

Bugün ise başta İstanbul, Adana, İzmir, Eskişehir, Malatya, Kayseri olmak üzere pekçok vilayetimizde en gelişmiş tezgahlardan meydana gelen modern fabrikalar vardır. Dokumalarımız, Avrupa’dakiler ile boy ölçüşebilecek kalite ve modernliktedir. Halı dokumacılığı ise fabrikaların yanında Anadolu’nun pekçok yerinde el tezgahlarında dokunmaktadır. Bünyan’ın, Ladik’in, Isparta’nın el dokuma halıları emsallerinden çok üstün kalite ve değerdedir. 

GÜNÜMÜZDE TÜRK EL DOKUMACILIĞI

Günümüzde Türkiye'nin hemen her yerinde az çok görülebilen dokumacılık, bazı bölgelerimizde daha belirgin bir durum arz eder. Çağdaş Türk el dokumalarında kulanılan hammaddelerin başlıcası yündür. Sonra sırasıyla kıl, tiftik, az miktarda kenevir ve ipek gelmektedir.Bunlardan yün, kıl, tiftik, keten ve kenevir genellikle elde eğirilerek iplik haline getirilmektedir. Bu nedenle, bu liflerle yapılan dokumaların hemen tamamı yüzde yüz el işidir. Pamuk ve ipeğin iplik haline getirilmesi ise pek az yerde el ile olmaktadır.

Dilerseniz şimdi günümüz Türk el dokuma merkezlerini ve buralarda dokunan kumaş türlerini daha yakından görelim.

ADANA : Dağ köylerinde eğirilen pamuk iplikleriyle iç çamaşırlığı ve yünden şalvarlıklar dokunmaktadır.

AFYON : Merkezde, Kale tarafındaki bazı evlerde oldukça basit tezgâhlarda, kilim motiflerine benzer desenlerle bezenmiş ensiz dokumalar yapılmakta ve bunlar ikişer ikişer yanyana dikilerek “önücek” adıyla, günlük kadın giyiminde önlük olarak kullanılmaktadır. Ayrıca Sincanlı ilçesine bağlı Tınaztepe Köyü'nde tezgâhlarda pamuk ve keten karışımı çarşaf ve yatak örtüsü dokunmakta, bunlara sonradan canlı renklerle işleme yapılmaktadır.

AMASYA : Bazı dağ köylerinde, yün ve kıldan şalvarlık, aba ve şal dokumalar, pamuk eken bazı köylerde pamuklu dokumalar, Merzifon ilçesinin köylerinde pamuklu peştemallar, Gümüşhacıköy'de çeşitli kenevir dokumalar üretilmektedir.

ANKARA : Keskin ve Kalecik ilçelerine bağlı bazı köylerde yün şalvarlık ve pamuklu bez dokunmaktadır. Kızılcahamam'ın Güven Bucağı'na bağlı köylerde iki ve dört ayaklı tezgâhlarda , genellikle siyah koyun yününden “pirpit”denilen elbiselik kumaş ve kuşaklar, Çubuk ilçesinin köylerinde yünden şalvarlık kumaş ve çuvallar, Polatlı'nın birkaç köyünde yünden elbiselik kumaş, Haymana kazasında yünden kuşak ve şalvarlık dokuyanlar vardır.

ANTALYA : Yün ve pamuktan çeşitli kaba dokumalar yanında, Alanya ilçesinin bazı köylerinde ipekten dokumalar yapılmaktadır.

BALIKESİR : Köylerde I. Dünya Savaşı'ndan önce geniş ölçüde yaygın olan el dokumacılığı çok az da olsa devam etmektedir.

BİLECİK : Bilecik'in bir zamanlar çok ünlü olan “çatma kadife” ve “ipek damasko”ları bugün artık bütünüyle bırakılmıştır. Şimdi eskisiyle kıyaslanamayan bir el dokumacılığı, Gölpazarı, Bozhöyük ve Söğüt ilçelerine bağlı köylerde pamuklu ve yünlü dokuma ürünleriyle varlığını sürdürmeye çalışmaktadır.

BURDUR : Siyah yünden “menevrek”denen şalvarlıklar, pamuktan siyah-beyaz damalı “yağnıç”isimli önlükler, çamaşırlıklar, çeşitli desenli pamuk bezler dokunmaktadır.

BURSA : Türk dokumacılığının merkezi olan Bursa'da Birinci Dünya Savaşı öncesine kadar çok ileri düzeyde bir el dokumacılığı vardı. Bursa, özellikle ipekçilik ve ipekli dokumacılığın merkezi idi.Bugün bazı dağ köylerinde el dokumacılığı yün ve kıl dokumalarla yaşatılmaktadır.

ÇANAKKALE : Bayramiç ve Biga ‘ya bağlı köylerde yünden elbiselik abalar, pamuktan çamaşırlık bezler; Eceabat köylerinde pamuktan “makrama” ismi verilen yeldirmeler, şalvarlar tezgâhlarda dokunmaktadır.

ÇANKIRI : Yörede el tezgâhlarında üretilen yün ve pamuk dokumalar günümüzde artık yerel ihtiyacı karşılamaktan öte geçmemektedir.

DENİZLİ : XIV. yüzyılda İbni Batuta'nın “...Orada pamuktan altın işlemeli kumaş imal olunur ki başka örneği yoktur. Kaliteli pamuğun kuvvetli eğirilmiş olması nedeniyle dokumaları uzun ömürlüdür. Bu kumaş beldenin ismiyle anılır.”dediği Denizli'de bugün de dokumacılığın ana hammaddesi pamuktur. Fakat dokumacılıkta kullanılan iplikler artık genellikle fabrikalardan sağlanmaktadır. Merkez dışında Buldan, Babadağ, Sarayköy, Tavas, Kızılcabölük ve Kale ilçelerinde oldukça gelişmiş bir dokumacılık vardır. Dokumaların büyük çoğunluğunu yatak çarşafları ve alacalar oluşturmaktadır. Ayrıca birkaç köyde “kılçar” denilen şalvarlıklar da dokunur. Yine Tavas ilçesinin Kızılhisar bucağında yünden “menevrek”, “kılçar”, “çakşırlık” gibi çeşitli dokumalar ve siyah kuzu yününden şalvarlıklar üretilmektedir. Çal ilçesinin Ortaköy ve Bekirli köylerinde “akbez”, “alacabez”ve şalvarlıklar dokunmaktadır.

ELAZIĞ : Palu ilçesinde yünden “dimi” denilen elbiselik kumaşlar ve çeşitli pamuklu dokumalar, Çemişkezek ilçesi köylerinde pamuktan şalvarlık dokumalar yapılmaktadır. Pamuklu dokumadan şalvarlıklar bölge köylüleri tarafından çok kullanılmaktadır.

ERZURUM : Kaba yünden “poturluk” ve avcı yeleği için yapılan kaba dokumalar dışında elde eğrilmiş yünden “ihram” isimli bir çeşit el dokuması yapılmaktadır. Esasen çarşaf şeklinde örtünülerek dış giyimde kullanılan ihram, yatak üzerine örtü ve pencerelerde perde olarak ta kullanılmaktadır.

ESKİŞEHİR : Mihalıççık ilçesi köylerinde yünden şalvarlık dokumalar yapılmakta ve bunlar sürtme yöntemiyle “şayak” haline getirilmektedir.

GAZİANTEP : Çözgüsü ipek, atkısı iki pamuk ve bir ipekten, enine yollu kalın bir dokuma olan “ kutnu ”suyla ünlü Gaziantep, ayrıca yarı otomatik tezgâhlarda dokunan floş ve pamuktan mamûl “muharre” adlı yöresel başka bir dokumasıyla da tanınmıştır.

GİRESUN : Şebinkarahisar ilçesi köylerinde yünden elbiselik kumaşlar, pamuktan iç çamaşırlık bezler ve peştemallar dokunmaktadır.

GÜMÜŞHANE : Kendi gereksinmeleri için yün ve pamuk dokumalar yapan köyler vardır.

ISPARTA : Dört katlı tezgâhlarda “dimi” denilen yünden elbiselikler ile dağ köylerinde “menevrek” denilen, sık dokumalar üretilmektedir. Ayrıca Senirkent ile Büyükkabaca, İleyüb, Yassıviran, Garip köylerinde pamuklu dokumacılık yapılmaktadır.

İÇEL : Anamur ve Mut ilçesi köylerinde pamuk dokumacılığı vardır. Japon alacalarını takliden alacabezler, akbezler ile yünden elbiselik dokumalar, Çortak ve Bozyazı köylerinde, kendi yetiştirdikleri kozadan çektikleri ipekle yine kendi gereksinmeleri için dokumalar yapılmaktadır.

İSTANBUL : Şile ilçesi köylerinde “Şile bezi” olarak tanınan keten ve pamuk dokumacılığı yaygındır. Çatalca ilçesi köylerinde yünden “şayak”, pamuklu bezler ile Silivri ilçesi köylerinde elbiselik şayak, sofra, yatak ve minder örtüleri dokunmaktadır.

İZMİR : Özellikle Bergama'nın dağ köylerinde el dokumacılığı yaygındır. Kozak'ın Yukarıbey, Karaveliler, Kıranlı, Çamavlu, Tekne, Yukarıcuma,Terzihaliller, Hacıhamzalar, Aşağıcuma köylerinde “dimi” denilen sağlam kumaşlar ile gömleklik bezler dokunmaktadır. Dört ayaklı tezgâhlarda dokunan dimiler çok sağlam kumaşlar olup “çalıkoparan” ismiyle anılmaktadır.

KASTAMONU : Devrekani çevresindeki bazı köylerde, “mendil” denilen, kırmızı ve mavi renklerde pamuk ipliği ile dokunan ekose kumaşların iki parçası yanyana getirilip dikilerek kadınlar tarafından günlük giyimde önlük olarak kulanılaktadır. Küre ilçesi köylerinde “Kastamonu Bezi” adı altında yapılan çeşitli panuklu dokumalar, Bafra, Bartın, Boyabat, Ayancık, Çankırı yörelerine gönderilmektedir. Ayrıca Küre ilçesine bağlı Ağlı bucağında genellikle çözgüsü keten, atkısı elde bükülmüş kalın pamuk ipliği olan düz dokumalar tüccarlar aracılığıyla İstanbul'a kadar gitmekte ve ayakkabı astarı olarak kullanılmaktadır. Tosya ilçesinde yaklaşık 1500 aile dokumacılıkla uğraşmakta olup otomatik tezgâhlarda telâ, evlerdeki el tezgâhlarında kese, kuşak, tiftikten elbiselik kumaş dokunmaktadır.

KIRKLARELİ : Bazı köylerde yünden şayak ile pamuktan çeşitli dokumalar yapılamaktaysa da el dokumacılığı bu yöremizde artık yok olmak üzeredir.

KIRŞEHİR : Köylerde halk, kendi gereksinmeleri için yün ve pamuk dokumalar üretmektedir.

KOCAELİ : Özellikle Kandıra ilçesi çevresinde çeşitli kalitede keten bezler dokunmaktadır.

KONYA : Karaman köylerinde yün ve tiftik dokumalar, Sille ve Lâdik köylerinde yünden şalvarlık dokumalar yapılmaktadır. Dereköy, Hocacihan, Ulumuhsine, Değirmenköy ve Sızma'da eskisi kadar olmasa bile “bürümcük” dokumalar, Kirlikiret köyünde ise kenevir dokumalar üretilmektedir.

MALATYA : Fabrika ürünü ve elde eğrilmiş pamuktan “car”, hamam peştemalı, peşkir ile beyaz bezler, köylerde yünden şalvarlık, kilim, çuval, heybe gibi dokumalar yapılmaktadır. Eskiden çok ünlü olan Arapkir dokumaları, sahiplerinin gereksinmeleri için çalışan birkaç tezgâh dışında artık üretilmemektedir. Akçadağ'da dokumacılık kadınlar tarafından yapılmaktadır. Yeşilyurt ilçesinde halâ aktif tezgâhlar vardır.

MARDİN : Midyat ilçesi ve köylerinde bölge gereksinmesini karşılayacak derecede dokumacılık vardır. Ayrıca bölgedeki keçilerden elde edilen doğal renkli tiftikler ile Siirt battaniyeleri ve abalar dokunmaktadır.

SAMSUN : Köprü, Boyabat, Çarşamba ve Bafra ilçelerine bağlı köylerde keten dokumacılığı yapılmaktadır. Kalınca dokunmuş keten bezler köylüler tarafından dış elbiselik ve örtü bezleri olarak kullanılmakta olup çok dayanıklıdır. Ayrıca, dağ köylerinde yün dokumalar, Havza ilçesi köylerinde pamuktan gömleklik, yünden “kazaki” denilen şalvarlık dokumalar yapılır.

SİİRT : Merkezde ve civar köylerde beyaz ve renkli tiftikten battaniyeler ve uzun tüylü abalar dokunmaktadır.Siirt battaniyesi bugün ihraç edilen değerli bir dokumadır.

SİNOP : “Düzen” denilen tezgâhlarda pamuk, yün ve kıl dokumalar yapılmaktadır.Karasu bucağı köylerinde, ketenden, desenli yatak çarşafları, peşkirler üretilmektedir. Erfelek çevresinde keten veya keten-pamuk karışımı dokumalar halkın kendi ihtiyacını karşılamaya yöneliktir. İnesökü köyünde hemen her evde bulunan basit ağaç tezgâhlarda kadınlar, kendi ihtiyaçları için keten ve keten-pamuk karışımı önlük, çarşaf, peşkir ve çeşitli örtüler dokumakta ve dokuma sırasında kilim motiflerine benzer motifler işlemektedirler. Hacıselli köyünde, “uçkur” denilen, iki ucuna dokuma sırasında canlı renklerle kilim motifleri işlenmiş dokumalara rastlanmaktadır.

SİVAS : Eskiden şalları ile ünlü olan Gürün'ün bugün yalnızca adı kalmıştır. Kendi gereksinmeleri için pamuklu dokumalar yapan birkaç tezgâh dışında az da olsa yer yaygısı dokuyan bazı köyler vardır.

ŞIRNAK : Şırnak halkının evlerde tezgâhlarda dokuduğu ve kendi giysilerini diktiği “şal-şapik” kumaşı, bugün dünyanın en kaliteli kumaşlarından biri olmaya aday. Çünkü şal-şapik, tamamen doğal tiftikten üretilen yünle dokunmakta ve sadece kök boya ile renklendirilmektedir.Bu kumaşın değişik renk ve desenleri yörede farklı anlamlara gelmektedir. Düğünlerde bu kumaşla yapılan kıyafeti giymenin mahrumiyet sayıldığı bölgede, şal-şapiğin bugün başlıca sekiz motifi bulunmaktadır. Tiftik, Şırnaklı kadınlar tarafından eğrilirken, ipliğin kumaş halini alması yaklaşık bir ay sürmektedir. Dokuma tezgâhında oluşan doğal izler ise kumaşa ayrı bir özellik kazandırmaktadır.

TOKAT : Reşadiye ilçesinde şal, merkezde kadın ve erkek iç çamaşırlıkları dokunurken Zile ilçesi köylerinde yün, kıl, kenevir dokumalar üretilmektedir. Niksar ilçesi köylerinde de dokumacılık görülmektedir.

TRABZON : Geçmişte ipek dokumaları ile ünlü olan Trabzon'da bugün yalnızca pamuklu dokumalar ve pek az olarak ta keten dokuma yapılmaktadır. Ayrıca dağlarda şal dokuyan bazı köyler vardır.

VAN : Tiftikten, Eruh ve Şırnak şallarına benzer şal-şapikler ile yünden bazı dokumalar yapılmaktadır. Gevaş ilçesinin Reşadiye ve Nüküs bucaklarında yünden, desenli güzel kumaşlar dokunur.

ZONGULDAK : Devrek ilçesi köylerinde yaygın bir keten dokumacılığı vardır. Yünden yapılan ve “kılçan” denilen dokumalar da elbiselik olarak kullanılmaktadır.

Sayfa Bülteni

Soru ve görüşleriniz için yorum yapın: