Banu Avar; Kobane Diyenler İŞİD ile Aynı Safta! Hedef Ülke Türkiye!
Banu Avar│Kasım 01, 2016
Kobane Diyenler İŞİD ile Aynı Safta! Hedef Ülke Türkiye!
Not: Banu Avar 2014 yılında bakın ne yazmış... Mutlaka okuyun...
IŞİD ABD yapımıdır. 1950’lerden beri ABD’nin kullandığı düzeneklerin bir çeşididir. IŞİD
adıyla daha doğrusu İrak İslam Emirliği adıyla El Kaide’nin Irak kolu içinden ortaya fırladı. Ortaya çıkışından beri ABD işgalini değil Iraklı şiileri hedef aldı!
Bugün Ayn el Arab’da terör estiren ve bölgedeki çeşitli gruplarla savaştığı söylenen bu terör örgütü içinde Çeçen’den, Gürcü’ye, Libyalı’dan Suudi’ye Çinli’ye kadar paralı askerler var. Ayrıca Karaman’da Urfa’da, Adıyaman’da da konuşlandırılmışlar. İngilizce adında Levant sözü geçiyor. Irak ve Levant İslam Emirliği… Neresi Levant?
Biladüş Şam denen coğrafya. Kuzeyinde Toros dağları ve Hatay olan, batıda Akdeniz, güneyde Arabistan çölü ve doğuda Irak’ın bulunduğu petrol ve gaz bölgesi.
Kafa karıştıran şey, ABD’nin savaş açtığı bu terör örgütünün savaş açanlarla yakın ilişkileri var.
ABD’nin has örgütlerinden Gürcistan gizli servisi IŞİD’de pek aktif.. Gürcü ajan Tarkhan Batırashvili IŞİD’de Ebu Ömer Al Shishani adını kullanıyor.
Emir al-Baghdadi yani “Halife İbrahim”, IŞİD’in içinde Iraklı ve Suriyeli’den çok ‘yabancı’ savaşçı olduğunu beyan ediyor. Thierry Meysan Voltairenet’de sayıları söyle veriyor: IŞİD’in savaşçılarının yüzde 41’i Suudi vatandaşı, yüzde 18 i Libyalı, ve sadece yüzde 8’i Suriyeli..
Rakka askeri havaalanını işgal edenler Tunuslu teröristlerdi. Daha sonra bu Arap teröristler elemine edildi yerlerine Çeçen ve Çinli paralı askerler geçirildi.. Meysan, bunun IŞİD’in yakında Rusya ve Çin’e yöneleceğine işaret ettiğini söylüyor.
CIA’nin silah desteği verip fonladığı ÖSO’nun IŞİD ile beraber çalıştığını ve gelen yardımların el değiştirdiği de belgelenmiş durumda. Senatör John Mc Cain 2013 mayısında çekilen fotoğraflarında ABD tarafından arananlar listesinde olan Ebu Yusuf’la haspihal ederken görünüyordu. Ebu yusuf, hem ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) liderlerinden aynı zamanda IŞİD’in ‘Halife İbrahim’ olarak bilinen ünlü teröristi.
BM Güvenlik Konseyi’ne Suriye büyükelçisi Beşar Caferi tarafından verilen belge Türkiye ve Fransa tarafından Suriyeli muhaliflere gönderilen silahların aslında IŞİD’e de servis edildiğini kanıtlıyor.
BM’ye sunulan belgelerden biri Özgür Suriye Ordusu komutanı Tuğgeneral Salim İdris’in 17 Ocak 2014 tarihli mektubu: “İş bu yazıyla, Genelkurmay Başkanlığı tarafından Doğu bölgesi askeri konseyi devrimcilerine gönderilerin askeri mühimmatın öngörüldüğü şekliyle taksim edilmesi gerektiğini bildiririm: Üçte ikisi El-Nusra Cephesi komutanlarına ve üçte birlik kısmı da Irak-Şam Devleti güçlerine karşı savaşan askeri devrimci unsurlar arasında pay edilecektir. Gönderilen askeri mühimmatın kalitesi ve miktarı konusunda usulüne uygun olarak düzenlenen, teslim alındığını gösteren belgelerin bizzat savaş komutanları ve yöneticiler tarafından imzalandıktan sonra bize geri gönderilmesini rica ederim. Teslimatın yapıldığını gösteren bu belgeler Türk ve Fransız partnerlerimize sunulacaktır.”
Thierry Meysan,yazısında çok önemli şu noktaya dikkat çekiyor: “NATO üyesi iki büyük gücün (Fransa ve Türkiye) sevkiyatı yapılan askeri mühimmatın üçte ikisini El-Nusra Cephesine (Güvenlik Konseyince El-Kaide üyesi olarak sınıflandırılmıştı) ve üçte birinin ise, “İslam Emirliği” güçlerine karşı savaş vermek üzere ÖSO elemanlarına verilmesi istenmiştir. ÖSOdaki elemanların komutanlarından bazıları ise aynı zamanda IŞİD’dedir. Özgür Suriye Ordusu sahada görünmez olunca, sevkiyatı yapılan askeri mühimmatın üçte ikisi El-Kaide güçlerine ve üçte biri de “İŞİD’e” gönderilmiştir!”
“NATO, çok maskeli olan bu düzeneğin yürüttüğü ikili faaliyet sayesinde, Suriye’de aktif terörist organizasyonlara karşı savaştığı iddiasında bulunurken, aslında bu cihatçı orduları Suriye’ye karşı kullanmaya devam ediyor.” https://www.voltairenet.org/article185337.html
Amaç önce tüm ortadoğuyu kan ve kaosa boğmak sonra da NATO örtülü operasyonunu Rusya ve Çin’e sıçratmaktır!
Avrasya ABD örtülü operasyonlarının ilk başladığı coğrafyadır. Afganistan deneyimi hatırlardadır. Suudi vatandaşı Bin Ladin’in Pakistan üzerinden Afganistan’da Taliban operasyonu tamamen bir Amerikan örtülü operasyonuydu. Bin ladin yüzbin teröristle Orta Asya’nın tam ortasını Pakistan ve Afganistan’ı kana boğmuştur.
Dün Erdoğan’ın sırtını sıvazlayarak’ Esad’a göster gününü!’ diyen İngiltere ve ABD, bir anda isteklerini Davutoğlu’nun ağzına doldurup ters köşe yapmışlardır.. ABD sözcüsü Psaki israrla, “Hedefimiz Esad değil IŞİD” demektedir.
Bu rota değişikliği Rusya ve Çin’in dişe dokunur baskıları sonucudur.
Geldiğimiz noktada Türkiye en sahipsiz ülkedir. Komşusuzdur. Rusya da Irak da İran da Suriye de Türkiye’nin ABD deli gömleğinde olduğunun farkındadır. Karşı tarafta Türkiye’nin ‘dost ve müttefik’ zannettiği ABD, Türkiye’ye sadece pis işlerde kullanılacak ‘eldiven’ olarak baktığını uzun zamandır açıklamaktadır. CNN’de Davutoğlu karşısında oturan Amanpour’un alaycı üslubu dikkat çekicidir.
Bu arada göya IŞİD’e karşı savaşan PYD AKP ve MİT’le temas kurmakta Demirtaş Davutoğlu ile pazarlıktadır. Özünde PKK- PYD ve IŞİD aynı dalın gülleridir. Patronları aynıdır.. Güç kavgaları büyük mülteci akınlarına yol açacak, bunlar güneydoğuya akacaktır. İçerde PKK Barkey’in iki yıl önce söylediği gibi ‘azmıştır’. Büyük şehirlerde terör artacak, güneydoğuda özerklik için “Kobane” bahanesi kullanılacak NATO da bunu mümkün kılacaktır.
Milli güçler PKK ve IŞİD silahlı tehdidiyle karşı karşıya kalan milleti uyandırmalı ve acil sivil savunma tedbirleri için kafa yormalıdır.
Seçim, sandık, parti vs bu işlere ‘deva’ olmayacaktır. Olsaydı işler zaten bu duruma gelmezdi!
Banu Avar
7 ekim 2014