Osmaniye

Osmaniye Hakkında Bilgi

Osmaniye, Türkiye Cumhuriyeti’nin 80. ilidir. Akdeniz Bölgesi’nde Çukurova’nın en doğusunda yer alır. 3,767 kilometrekarelik yüzölçümüne sahip Osmaniye topraklarının %42’si ormanlık alan, %39’si ekili dikili tarım alanı, %17’si tarıma elverişsiz arazi ve %2’si diğer arazilerden oluşmaktadır. 2010 yılı verilerine göre nüfusu 479,221’dir.

Tarihçe
Hititlerin egemeliği altına girmiş, MÖ 6.yüzyılın ortalarında Kilikya Bölgesi ile birlikte Perslerin eline geçmiş ancak, MÖ.333 yılında Büyük İskender’in Pers İmparatorunu yenmesinden sonra Makedonyalıların egemenliğine geçmiştir. Daha sonra Romalıların ve Memlukluların eline geçmiş, Çukurova bölgesi Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında (1517) Osmanlı topraklarına katılmışsa da, Ramazanoğlu Mahmut Bey’in Yavuz Sultan Selim ile Mısır Seferine katılması ve Adana şehrinin anahtarını Ona vermesinden ötürü eyaletin yönetimi bir süre daha Ramazanoğulları’nın elinde kalmıştır. Ramazanoğulları babadan oğula geçen valilik sistemi ile Adana ve Çukurova bölgesini Osmanlı Devleti'ne bağlı kalarak idare etmiştir.

Osmaniye'nin yer aldığı Kilikya Bölgesi MÖ 104 yılında Hititlerin egemenliği altında olup, Hitit Federasyonu’ndan Kızwatna Krallığının toprakları içerisinde idi. Asurlular bir süre bölgeyi egemenlikleri altına almışlarsa da sonunda Kilikyalılar onlara karşı ayaklanmışlardır. MÖ.6.yüzyılın ortalarında Kilikya Bölgesi ile birlikte Osmaniye Perslerin eline geçmiş ancak, MÖ.333 yılında Büyük İskender’in Pers İmparatoru Darius’u Adana’nın doğusundaki Dörtyol-Payas Ovası’nda yenmesinden sonra Makedonyalıların egemenliğine geçmiştir. Büyük İskender İmparatorluğu’nun parçalanmasından sonra Çukurova ile birlikte Osmaniye de Seleukosların payına düşmüştür.

Akdeniz korsanlarının, Roma deniz ticaretine ağır darbeler vurmasından ötürü, Roma buraya güçlü bir ordu göndermiştir. Romalılar ilk savaşta başarılı olamamışlar, Pompeus’un emrine bütün eyalet kuvvetleri verilmiş ve bunlara 500 savaş gemisi de katılmıştır. Romalılar korsanların kalelerini ele geçirmiş ve böylece Kilikya bölgesi Roma İmparatorluğu’nun topraklarına katılmıştır. İmparator Hadrianus MS.120-135 yıllarında Çukurova bölgesine önem vermiş ve burasını önemli bir ticaret merkezi haline getirmiştir. MS.395’de Roma’nın ikiye ayrılmasından sonra Adana ile birlikte Osmaniye, Doğu Roma’nın yönetimine girmiştir.

MS. VII.yüzyılın ortalarında Arap akınlarının Anadolu’ya yönelmesinden sonra, Emevi halifesi Abdülmelik (685-705) yöreyi ele geçirmiş ve İslâm kültürünün kökleşmesinde etkili olmuştur.

Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra, Kutalmış oğlu, 1. Rükneddin Süleyman Şah Adana, Tarsus, Misis ve Anazarva dahil bütün Çukurova’yı ele geçirmiş (1082-1083), böylece bütün Çukurova bu tarihte, Anadolu Selçuklu Devleti’nin egemenliğine girmiştir. MS.XIII.yüzyılda Memlûklular Ermeni Prensliğini ortadan kaldırmıştır. Horasan’dan gelen oğuzların Yüreğir boyundan Ramazanoğulları Adana ve çevresine yerleşmiştir. Ramazanoğulları Beyliği Osmanlı İmparatorluğu ile Mısır’ın Kölemen sultanları arasında sıkışıp kalmıştır. Çukurova bölgesi Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında (1517) Osmanlı topraklarına katılmışsa da, Ramazanoğlu Mahmut Bey’in Yavuz Sultan Selim ile Mısır Seferine katılması ve Adana şehrinin anahtarını Ona vermesinden ötürü eyaletin yönetimi bir süre daha Ramazanoğulları’nın elinde kalmıştır. Ramazanoğulları babadan oğula geçen valilik sistemi ile Adana ve Çukurova bölgesini Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı kalarak idare etmiştir.

I.Dünya Savaşı’ndan sonra 24 aralık 1918’de Fransız birlikleri, işbirlikçi Ermeni çeteleriyle Adana ve yöresini işgal etmişler, Türk milis kuvvetlerinin şiddete direnmesi, işgalcilerin önemli kayba uğramalarına neden olmuştu. 20 Ekim 1921’de imzalanan Ankara İtilafnamesi hükümleri uyarınca 5 Ocak 1922’de Fransız işgal kuvvetleri yöreden çekilmişlerdir.

Cumhuriyetin ilanından sonra sancakların vilayete dönüştürülmesi ile Cebeli Bereket Vilayet olmuş, 1933 yılında da yeniden ilçe olarak Adana’ya bağlanmıştır. 1996’da da il konumuna getirilmiştir.

Osmaniye’de günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Karatepe Hitit Yerleşimi, Hierapolis Castobela kenti kalıntıları, Hemite Köyü’nde Hemite Kalesi, Çardak Kalesi, Kastabala Kalesi, Savranda Kalesi (Kaypak Kalesi), Toprakkale, Karakışla Kalesi, Kırıklı Kalesi, Aslantaş Hitit Kalesi, Aslantaş Açıkhava Müzesi, Saat Kulesi, Ala Cami bulunmaktadır. Kadirli Almacık, Sumbas Bağdaş, Ürün, Zorkun, Dokurcan, Çığraş, Beyoğlu Savrungözü, Hasanbeyli Almanpınarı ve Maksutoluğu Yaylaları ilin doğal güzellikleri ve mesireleridir.

Coğrafya
Akdeniz Bölgesi’nin doğu kesiminde yer alan Osmaniye, doğusunda Gaziantep, güneyinde Hatay, batısında Adana, kuzeyinde Kahramanmaraş illeri ile çevrilidir.

Çukurova’da yer alan il topraklarını Orta Toroslar, Doğu ve Güneydoğu kesiminde de Nur Dağları ile bu dağların uzantısı Kösür (Gavur) Dağı (1.702 m.) engebelendirir. Bu dağların dışında ilin belli başlı yükseltileri ; Koyunmelen Dağı (2.108 m.), Kelda Dağı (1.900 m.), Büyük Kösür Dağı (1.626 m.), Tozaklık Dağı (1.616 m.), Hacıdağı (1.549 m.), Honazin Gediği (1.086 m.), Haçbel Dağı (1.426 m.), Boğatepe ( 850 m.)’dir. İlin etrafını çevreleyen bu dağlarda irili ufaklı pek çok yayla bulunmaktadır. Zorkun, Ürün, Fenk, Almanpınarı,Mitisin ve Maksutoğlu yaylaları bunların başında gelmektedir. Çukurova’nın Osmaniye ili sınırları içerisinde kalan kesimi Yukarı Ova olarak anılmaktadır.

İlçe topraklarını Ilısu ve Akçasu Çaylarını toplayan Ceyhan Nehri sulamaktadır. İl merkezi deniz seviyesinden 118 m. yüksekliktedir. İlin yüzölçümü 3.222 km2 dir.

Genellikle tarım yapılan düz alanlar dışında, dağlarda kayın, meşe, gürgen, sedir, kızılçam ve karaçam ormanları bulunmaktadır. Osmaniye’nin iklimi, dağlık ve ovalık alanlarda farklılık göstermekle birlikte, tipik Akdeniz iklim özelliği göstermektedir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer.

Ceyhan Nehri’nin Osmaniye’den geçerek Akdeniz’e dökülmesi ile ayrı bir önem katmaktadır. Ceyhan Nehri üzerinde Türkiye’nin en yüksek barajı olan Berke Barajı ve Aslantaş Barajı enerji ve tarımsal sulamaya ciddi yarar sağlamaktadır. Ayrıca Türkiye’nin en büyük kurulu rüzgâr enerjisi santrali olan Bahçe ve Hasanbeyli ilçeleri arasında bulunan Gökçedağ RES’ten yıllık 500 milyon kWh elektrik üretilmektedir.

Yazları sıcak ve kurak kışları ılık ve yağışlı geçen ilde tarım ekonomik açıdan büyük önem arz etmektedir. Hayvancılık, ticaret, dokumacılık ve sanayi diğer ekonomik iş kolları arasında bulunmaktadır.

Tarım ürünleri arasında dünya üretiminde önemli bir yer edinmiş olan Osmaniye, yer fıstığı ile dünyaya açılmıştır. Yer fıstığı ve turp üretiminde Türkiye’nin %75 civarında merkez nokta olan Osmaniye mutfağı ile de ön plana çıkmaktadır. İçli köfte, mercimek köftesi, çiğ köfte,kısır, tırşik, toğga çorbası ve bayram kömbesi, kısır gibi çeşitler mutfak tatlarının önde gelen yemekleridir. Toplamda 7 ilçesi bulunan Osmaniye Karatepe, Hierapolis, Flavipolis ve Hemite antik kentleri onlarca kalesi ve irili ufaklı çokça yaylası ile turizm konusunda da iddialı olacak illerimizdendir.

İdari Yapı
2010 TUIK verilerine göre ilimizde merkez ilceyle beraber 7 ilce, 9 belde ve 161 köy vardir. Osmaniye ilinin ilçeleri; Bahçe, Düziçi, Hasanbeyli, Kadirli, Sumbas ve Toprakkale'dir.

Bahçe: İlçedeki başlıca tarihi eserler bir cami ile iki kümbettir. Bahçe ilçesi dışında ve istasyon yakınında bir mezarlık içindeki iki türbeden biri Ağcabey'e, diğeri ise ailesine aittir.

Kadirli: İlçe 1 belediye ve 60 köyden meydana gelmiş, Osmaniye'nin en büyük ilçesidir.(Nüfus: 116.951) Merkez, ilçenin orta kısmında yer alırken, Sumbas İlçesinin kurulmasıyla ilçenin batı kısmında kalmıştır. Köylerin çoğunluğu merkezin güneyindeki ovalık kesimde, daha az bir kısmı ise kuzeyindeki dağlık kesimde yerleşmiştir. İlçe merkezini oluşturan belediye 1067 hektar alan üzerindeki 20 mahalleden meydana gelmiştir. İlçeye bağlı ovalık köylerde yerleşim toplu, dağlık kesimlerde ise son derece dağınıktır. İlçeye bağlı altmış köy, merkezleri dahil yüz yetmiş dört üniteden meydana gelmektedir. Resmen mahalle olmuş yerleşimlerin yanında, fiilen oluşmuş mahallelerle bu sayı daha da artmaktadır. Bu dağınıklık önemli yönetsel güçlükler meydana getirdiği gibi, kamu hizmetlerinde de büyük israfa ve verimsizliğe yol açmaktadır.

Kadirli İlçesi çok eski çağlardan beri çeşitli uygarlıkların yaşamış olduğu Çukurova’ da kurulmuş olup, ilçenin tarihi ana hatları ile bu bölgenin tarihi ile paralellik arz eder.

Aslantaş Baraj gölü kıyısında bulunan Domuztepe’ deki Neolitik çağa ( cilalıtaş devri M.Ö 7000- 6000 ), son kalkolitik çağa ve ilk tunç çağına ( M.Ö. 4000-3000 ) ait kalıntılar ile Kadirli-Kozan arasındaki Tırmıl Höyüğü, yörede bu dönemlerde insan toplum yaşantısının olduğunu göstermektedir.

İlçenin bulunduğu coğrafi alanda tarih boyunca sırasıyla Kızzuvatna Krallığı , Hititler, Asurlar, Klikyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Büyük Selçuklular, Dulkadiroğulları ve Osmanlılar belli başlı uygarlıkları oluşturmuşlardır. Kadirli ara dönemlerde fazla sayıda el değiştirmelere konu olmuştur. Adanaovası Hükümdarı Asativatas M.Ö. 800 yıllarında ilçeye bağlı Karatepe-Aslantaş’ ta bir uç kale kurmuştur.

Romalılar döneminde FLAVİOPOLİS adı ile görkemli bir kent olan Kadirli’ de bu dönemi belgeleyen eserler bulunmaktadır. Bunlar İmparator Hadrianus’ un (M.S. 117-1389 ) anıtsal tunç heykeli, bugün şehrin altında kalmış bulunan 6-7 dönümlük alana yerleşik Roma Hamamı, M.S. 5. Yüzyıla ait bir Roma Bazilikası olan Ala cami ve yakın çevredeki bir çok diğer eser ve anıtlardır.

Bölgeye 7. Yüzyılda ilk Müslüman orduları, Abbasiler ve Selçuklular dönemlerinde de Türkler girmişlerdir. 1515 Turnadağ Savaşı ile Padişah Yavuz Sultan Selim, Kadirli'yi Osmanlı topraklarına katmıştır. Osmanlı döneminde Maraş Beylerbeyliğine bağlı bir sancak ( Kars-ı Maraş, Kars-ı Zül Kadriyye ) olan Kadirli 1865 yılına kadar Mütesellilikle idare edilmiş, 1865 yılında ilçe haline getirilmiş ve 1872 yılında merkezde belediye kurulmuştur. Şehre Osmanlı döneminde “ Kars-ak-eli” , Pazaryeri” ve “Kars Pazarı” gibi değişik adlar verilmiş, İlçe 1928 yılında KADİRLİ adını almıştır.
Kadirli 1. Dünya Savaşı sonunda 14 Mart 1919 da Ermeni ve Fransızlar tarafından işgal edilmiş; 7 Mart 1920 de ise düşman işgalinden kurtarılmıştır.

Düziçi: Osmaniye il merkezine 32 kilometre mesafededir. İlçede yapılan tarihi kazılarda Hitit uygarlığına ait eserlere rastlanmıştır. Düziçi ilçesindeki önemli yapılar Haruniye kalesi, Saman kalesi ve Kurtlar kalesidir.

Hasanbeyli: İlçede iki tarihi kale bulunmaktadır. Karafenk semtindeki Karafenk kalesi, Savranda kalesi (Kalecik köyünde) bulunmaktadır.

Sumbas: İlçe merkezinde Küffardan kalma bir cami olup, şu an harabe halindedir. İlçeye bağlı Mehmetli köyünde Mehmetli Barajı (Kesiksuyu Barajı) olup bu baraj çevresinde Alabalık tesisi kurulmuştur.Cem Kalesi ve Diniker Kalesi de bu ilçededir.

Toprakkale: Toprakkale kalesinin kuzeyinde, Adana yolu üzerinde, eski Kınık şehri (Öranşar) kalıntıları bulunmaktadır.

Ekonomi
Yakınlarda hizmete giren organize sanayi ilin ekonomisinde önemli yer tutmaktadır. Ayrıca Osmaniye yer fıstığı tarımı ve hayvancılık da halkın önemli geçim kaynakları arasındadır. Çukurova'nın verimli toprakları üzerinde bulunması ilde tarımı ön plana çıkarmıştır. Ayrıca çok sayıda pamuk çiftlikleri ile ülke ekonomisine önemli katkıları olmaktadır.

Demografi 
İlçeler            Kırsal Nüfus     Kent Nüfusu         Toplam
Bahçe                6.627                   13.111              20.865
Düziçi             36.296                  41.272              77.568
Hasanbeyli     2.238                     2.404                4.642
Kadirli            34.932                  80.948           115.880
Merkez            30.908               198.836         229.744
Sumbas           13.453                     2.073            15.526
Toprakkale      6.933                     8.063            14.996
Toplam        132.514                 346.707          479.221

 

Sayfa Bülteni

Soru ve görüşleriniz için yorum yapın: