Bartın

Bartın Hakkında Bilgi

Bartın ili Türkiye Cumhuriyeti'nin Karadeniz Bölgesi'nde Batı Karadeniz Bölümünde küçük bir ildir. İl olmadan önce Zonguldak'a bağlıdır. 1991 yılında il olmuştur.Bartın kendine has şivesi de vardır.

Bartın İsminin Geldiği Yer 

"PARTHENİA" dan Bartın’a dönüşen adın kaynağı "PARTHENİOS"dur. Bartın Irmağının antik çağdaki adı olan Parthenios; Yunan mitolojisinde,Tanrıların Babası OKENAUS’ un çocukları olan yüzlerce tanrıdan birisi ve “Sular Tanrısı “ dır. ”Sular İlahı veya Muhteşem Akan Su “anlamlarına gelir.

Antik çağda Parthenios adı verilen Bartın Irmağının kenarında kurulan Bartın Kentinin PARTHENİA adıyla anıldığı ve zamanla Bartın’a dönüştüğü yazılı kaynaklardan anlaşılmaktadır.

Bartın'ın tarihi 
Eski Çağlarda Bartın: Bartın'ın ilk sahiplerinin, MÖ 14. yuzyılda Gaskalar ve MÖ 13. yuzyılda Hititler olduğu kabul edilmekte, daha sonra Bolu Havalisine yerleşen Bitinyalılar ile Kastamonu Havalisinde hüküm süren Paflagonya’lıların, sınırlarını Parthenios’a kadar Genişlettikleri böylece Bartın Topraklarının bu iki egemenliğin sınırları içinde yeraldığı bilinmektedir. MÖ 12. yuzyıl sonlarında Bithynie Bölgesindeki Bartın Friglerin, Paplagonie Bölgesindeki Amasra Fenikelilerin eline geçmiş, Fenikeliler; Amasra (Sesamos), Ereğli (Heraklia), Sinop(Sinope) ve Tekkeönü’nde (Kromna) ilk Sayda Kolonilerini oluşturmuşlardır. MÖ 9. yuzyılda Akdeniz’deki güç dengelerinin bozulmasıyla Fenikeliler ve ortakları Karyalılar Amasra ve Kromna’yı terkettiler. Bartın ve çevresi, MÖ 7. yuzyıl sonlarında Kimmerlerin, MÖ 6. yuzyılda Lidyalıların, MÖ 547 yılında da Perslerin hâkimiyetine girdi. 216 yıllık Pers döneminde Karadeniz Kolonileri Perslon dostluğu sayesinde uzun süre bu statülerini korudular. MÖ 334 yılında, Makedonya Kralı İskender, Perslerin hâkimiyetine son vererek bölgenin sahibi oldu. Bartın ve Ulus'un yönetimini “General Eumenes”, Amasra ve Tekkeönü’nün yönetimini de Fridya Satrabına bıraktı. Ancak, Amasra yönetimi MÖ 302–286 yılları arasında el değiştirerek Kraliçe Amastris tarafından yönetilmeye başlandı. MÖ 12. yuzyıldan beri Sesamos adıyla anılan kent 16 yıllık Kraliçe Amastris Döneminden sonra kraliçenin adını aldı. Bu dönemde; Kromna (Tekkeönü), Tios (Filyos-Hisarönü) ve Kyteros (Gideros) sitelerinden oluşan Symoikismos Siteler Birliğine Başkent oldu. MÖ 286 yılında Kraliçe Amastris, oğulları tarafından bindiği gemi batırılmak suretiyle öldürülünce kent yeniden Eumenes’ce yönetilmeye başlandı. Amasra ve Bartın çevresi yöredeki savaşlar sonrasında MÖ 279 yılında Pontus Krallığının egemenliğine girdi.

Bizans Döneminde Bartın ve Amasra: MÖ 70 yılında Anadolu’ya giren Romalılar Pontus Krallığının Egemenliğine son vererek yöreye sahip oldular. Roma döneminde Bitinya ve Pontusun Paflagonyadaki bölümü Bitinya-Pontus eyaleti olarak Satraplıkla yönetilmeye başladı. Amasra bu eyaletin Pontus bölümü başkenti oldu. M.S.395 yılına kadar Roma İmparatorluğu’nun, Roma-Bizans bölünmesi üzerine de Bizans’ın payına düşen Bartın ve çevresi uzun yıllar Bizans’ın hakimiyetinde kaldı.

Ortaçağda Bartın ve Amasra: Bartın ve çevresi MÖ 390 yıllarında Hazar hükümdarı Sahip Han komutasındaki Peçenek ve Kumanların, M.S. 798 yıllarında Abdülmelik komutasındaki Müslüman Arapların, 800 yıllarında Selçukluların ve 865 yıllarında da Rusların yoğun akınlarına hedef oldu.

Türklerin yöreye ilgisi 1084 yıllarında başladı. Kutalmışoğlu Süleyman Bey’in Komutanlarından Emir Karatigin 1084 yılında Sinop, Çankırı, Kastamonu ve Zonguldak'ı alarak yörede Bartın, Ulus, Eflani, Safranbolu ve Devrek’i de kapsayan bir Türk Emirliği kurdu. Ancak, 1086 yılında Süleyman Bey’in ölümü ve 1096 yılında başlayan 1.Haçlı Seferleri, Kuzeybatı Anadolu’ya yerleşen Türkler açısından ciddi sıkıntılar yarattı. Haçlı müttefiklerle Bizans arasında yapılan anlaşma sonrasında başta Amasra, Sinop ve Ereğli olmak üzere İstanbul’dan Samsun’a kadar tüm Karadeniz sahili yeniden Bizans’ın hâkimiyetine girdi.

Bartın ve çevresi ise Bizans’tan sonra 11. yuzyıl sonlarında Anadolu Selçuklularının eline geçti.200 yıllık Selçuklu döneminden sonra 1326’da Kastamonu yöresine hakim olan Candaroğulları Beyliği ve 1392’den itibaren de Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yer aldı.

Osmanlı Döneminde Bartın: 1402 yılında yapılan Ankara savaşı sonunda bir ara İsfendiyaroğlu Beyliği’nin eline geçen kent 1461 yılında tekrar Osmanlı Devleti egemenliğine girmiştir. 1460 yılına gelindiğinde, Bartın ve Çevresi; Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde, Amasra ise Ceneviz Kolonisi idi. Anadolu’da Türk birliğini sağlamak Cenevizlilerin elinde bulunan Karadeniz ticaretini ve denizyolunu ülkesine kazandırmak amacıyla Kuzey Anadolu Seferine hazırlanan Fatih Sultan Mehmet Han, ilk hedef olarak Amasra, Kastamonu ve Sinop’ seçti. 1460 yılında, Fatih Sultan Mehmet Üsküdar’dan avlanmak bahanesiyle yola çıkarken, Mehmet Paşa Komutasındaki Osmanlı Donanması da denizden hareket etti. Fatih Bolu’ya geldiğinde Kastamonu ve Sinop yörelerine hakim olan ve Candaroğulları Beyliği’nin devamı sayılan İsfendiyaroğulları’nın Beyi İsmail Bey, padişaha kıymetli eşyalar göndererek bağlılığını bildirdi. Yoluna devam eden Fatih Ekim ayında Bartın’a gelip ordugahını bugünkü Orduyeri’ne kurdu. Donanmayla haberleşme sağlayan haberciler, Donanmanın Amasra açıklarında göründüğünü bildirdiklerinde, Amasra üzerine yürüyen Fatih, Ceneviz Senyoru’ndan kan dökülmemeden Amasra’yı teslim aldı.

Bartın, Osmanlı döneminin 1460-1692 yılları arasında Anadolu Beylerbeyliği’ne bağlı Bolu Sancağı sınırları içinde yer aldı. Bolu Sancağının kaldırılmasıyla 1692-1811 yılları arasında Voyvodalıkla yönetilen Bartın, 1811 yılında da Kastamonu Vilayetine bağlı olarak yeniden kurulan Bolu Sancağına bağlandı. Bu dönemde ticari potansiyeliyle bölgenin Pazar yeri olan ve Oniki Divan adını alan Bartın, 1867 yılında ilçe oldu. 1876 yılında da Belediye Teşkilatı kuruldu.

Cumhuriyet Döneminde Bartın: 1920 yılında Zonguldak Mutasarrıflığına bağlanan Bartın’ın 1924 yılında Zonguldak’ın il olmasıyla birlikte bu ilin ilçesi haline gelmiştir. 07 Eylül 1991 tarihinde de 28.08.1991 tarih ve 3760 sayılı yasayla il statüsüne kavuşmuştur.

Bartın iline bağlı ilçelerden Osmanlı döneminde ilçe iken Cumhuriyetle birlikte bucak statüsüne düşürülen Amasra; 1987 yılında yeniden, Ulus; 1944 yılında, Kurucaşile; 1957 yılında ilçe olmuştur.

Bartın’ın halen Merkez, Amasra, Ulus ve Kurucaşile olmak üzere 4 ilçesi, Arıt Kozcağız, Kumluca ve Abdipaşa beldeleriyle birlikte 9 Belediye, 262 köyü vardır.

Coğrafi konumu
Batı Karadeniz Bölgesinin, 410 53' kuzey enlemi ile 320 45' doğu boylamı arasında yer alır. Kuzeyini 59 km'lik sahil şeridiyle Karadeniz çevrelerken, doğuda Kastamonu, doğu ve güneyde Karabük, batıda ise Zonguldak illeriyle komşudur. Yüzölçümü 2143 km2’dir. İl merkezinin rakımı 25 m'dir.

Dağları 
Bartın; Doğu, Batı ve Kuzeyden yüksekliği 2000 m'yi geçmeyen dağlarla çevrilidir. Dağlar, yüksek olmamakla birlikte oldukça dik, sahillere doğru sarp ve kayalıktır. En yüksek nokta Keçikıran Tepesi'dir (1619 m). En önemli dağları; Aladağ, Kocadağ, Karadağ, Kayaardı, Karasu ve Arıt dağlarıdır. Kent merkezini Batıdan Aladağ, Kuzeyden Karasu dağları ve Doğudan Arıt dağları kuşatmaktadır.

Ovaları ve Konumları 
Bartın Irmağı ve kolları tarafından derin bir biçimde parçalanan arazi çok engebeli bir görünümdedir. Irmağın genişlediği alanlarda ve dağların oldukça dik yamaçları arasında dar ve derin vadiler yer alır. Kent merkezlerine inildikçe düz ovalar artmaktadır.

Ulus ilçesinde Uluyayla, Arıt beldesinde Zoni ve Kumluca beldesinde Ardıç (Gezen) ve Kokurdan yaylaları muhteşem doğa güzellikleriyle dağ ve yayla turizmi açısından önem arzeder.

Akarsuları 
Bartın’ın en önemli akarsuyu, MÖ'ki yıllarda Parthenios adı ile anılan ve kente adını veren Bartın ırmağıdır. Bartın ırmağının iki ana kolunu oluşturan Kocaçay ve Kocanazçayı, Bartın merkezinde Gazhane Burnu’nda birleşip 14 km yol kat ederek Boğaz mevkisinde Karadeniz’e ulaşır.

Kocanazçayı; güneyden doğup Kozcağız’dan kuzeye doğru akarken, 107 km uzunluğundaki Kocaçay; Kastamonu’dan gelip Ulus’tan geçen Göksu ve Eldeş Çayları (Ulus Çayı) ile bunlara katılan derelerden oluşur. Arıt ve Mevren Derelerinden oluşan Kozlu Çayı ile birleşen Kışla Deresi, Akpınar ve Karaçay Dereleri Kocaçay’ı besleyen akarsulardır. Diğer önemli akarsuları; Kapısuyu ve Tekkeönü Dereleri ile Ulus - Uluyayla ’yı sulayan Ovaçayı ve İnönü Dereleridir.

Bartın Irmağı; üzerinde 500 tonluk gemilerle Karadeniz’den kente kadar ulaşım yapılabilen en düzenli akarsudur. Akış hızı saatte 720 m. olup, denize her yıl 1.000.000.000 m3 su akıtmaktadır.

İlçeleri ve Merkeze uzaklıkları
    Amasra: 17 km
    Kurucaşile: 62 km
    Ulus: 35 km

İklim
Bartın’da yazları sıcak, kışları serin geçen Ilıman Deniz İklimi (Karadeniz İklimi) hüküm sürmektedir. Denize yakınlığı ve pek yüksek olmayan dağ sıralarının kıyıya paralel oluşu, genellikle kıyı şeridi üzerinde sıcaklık farklarının azalmasına, nemin artmasına ve balkanlardan gelen hava kütlelerinin etkisine neden olmaktadır.

2008 yılı yağış miktarı 1024,9 mm’dir. Uzun yıllar ortalama yağış miktarını 15,1 mm geçmiştir. Bartın’da 2008 yılı olarak en sıcak ay; ortalama 23,6 derece sıcaklık ile Ağustos, en soğuk ay; ortalama 1,5 derece sıcaklık ile Ocak’tır. En yüksek sıcaklık 35,9 derece ile Temmuz ayında, en düşük sıcaklık ise -9,2 derece ile Şubat ayında gerçekleşmiştir. Yağışlı gün sayısı yıllık 129 gün, ortalama yıllık bağıl nem 74 olarak ölçülmüştür.

İlde Ölçülen Bazı Meteorolojik veriler
Ölçülen en yüksek sıcaklık: 42,8 C°
Ölçülen en düşük sıcaklık: -18,6 C°

Bitki örtüsü 
Bartın’daki ormanlık alanlar, bitki ve ağaç türü zenginlikleri ile yaban hayvanları yönünden Türkiye'nin en ilginç ve en zengin ormanlık alanlarındandır.

Bu itibarla; Kastamonu ve Bartın il sınırları içinde bulunan Küre Dağlarının batı kesimi, Bakanlar Kurulu kararı ile Kastamonu-Bartın-Küre Dağları Milli Parkı olarak kabul edilmiştir. Bu olgu bölgede başta dağ turizmi olmak üzere yeni bir turizm potansiyelinin doğmasına olanak sağlamıştır. Ormanların geçmişten gelen zenginliğini korumak ve geleceğe daha zengin orman kaynakları bırakabilmek için yoğun bir çalışma yapılmaktadır. Bu çalışmalar genellikle Bartın ve yöresinin yeşilliğini korumayı amaçlamaktadır.

Bartın’ın bitki örtüsünde geniş yer tutan ormanlar genellikle yayvan ve iğne yapraklı ağaçlardan oluşur. Sahil boyunca 600 m yüksekliğe kadar olan alanın karakteristik ağaçları; Meşe, Kayın ve Gürgen’dir. Sahilden içeride ve 1500 m'den yüksek kesimlerde; Kayın, Kestane, Köknar ve Çam türleri, sahil şeridinde de Ceviz, Kestane ve Fındık plantasyonları yaygındır. (Son yıllarda mandalina-portakal-kivi yetiştiriciliği de bu plantasyon içinde yerini almaya başlamıştır. Toprak karakteri ve iklimi bağ-bahçe tarımına uygun olan yörenin ürün deseni arasında; tarla ürünleri ile sebze ve meyve türlerinin hemen hemen tümü sayılabilirler.

Ayrıca; son yıllarda adına festival düzenlenen kaliteli çilek yetiştiriciliği dikkat çekmektedir.

Yaban hayatı 
Bartın'ın Faunasını: çift yaşamlılar, sürüngenler, memeliler ve kuşlar oluşturur.

Çift yaşamlılardan: kurbağa çeşitleri ve şeritli semender

Sürüngenlerden: keler, kertenkele, yılan ve kaplumbağa

Memelilerden: kurt, çakal, gelincik, porsuk, tilki, ağaç sansarı, sincap, kirpi, köstebek, yediuyur, fare çeşitleri, boz ayı, yabani domuz, tavşan, karaca ve yarasa türlerini sayabiliriz.

Kuş çeşitleri: arasında ise  leylekler, atmacalar, doğanlar, baykuşlar, şahin, alakarga, saksağan, üveyik, gugukkuşu, kukumav, puhu, saka, serçe, çam, ağaçkakan, bıldırcın, kınalıkeklik, sülün, çulluk, karatavuk yer alır.

 

Sayfa Bülteni

Soru ve görüşleriniz için yorum yapın: